2023’te Enerji Dağıtım Şirketlerini Bekleyen Zorluklar
Karbon emisyonları azaltılırken, Avrupa’nın enerji güvenliğini artırmaya yönelik baskılar artmaya devam ediyor. Bu nedenle, 2023 yılı, enerji dağıtım sektörü için çok önemli bir yıl olacak.
Yazar: Eaton Ülke Müdürü Yılmaz Özcan
Birçok zorluğun yer aldığı 2022 yılı, hafızalarımızda uzun süre yer edinecek. İnanılmaz oranlarda artan enerji fiyatları dünyada gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam ederken, sisteme daha fazla yenilenebilir enerji kaynağı ekleme çabalarına yeni bir ivme kazandırdı.
Enerji dönüşümü bir süredir gündemin üst sıralarında yer aldığı için, 2023 yılında yeni enerji üretim modellerine yönelik ivme artacaktır. İletim ve dağıtım operatörleri, şebekenin modernizasyonu için karbonsuzlaştırma, merkeziyetsizleştirme ve dijitalizasyonun yanı sıra, siber güvenlik ve sürdürülebilirlik konularında sağlam bir yaklaşım benimsemelidir.
Önümüzdeki yılı şekillendireceğine inandığımız trendler şunlardır:
Trend #1 = Merkezi Olmayan Enerji Üretimi
Enerji dönüşümü, şebekedeki yönümüzü belirlememizi zorlaştırıyor. Klasik anlamda, “sayacın çıkışında” olduğu kabul edilen paydaşlar yani enerji tüketen haneler, işletmeler ve endüstriler, güneş panelleri gibi varlıklardan kendi enerjilerinin bir kısmını üretmek ve enerji depolama sistemleriyle kendi arz ve taleplerini yönetmek için “sayacın girişine” doğru adım atıyor.
Enerji ürettikleri ve tükettikleri için üreten tüketici olarak bilinen bu kişilerin enerji pazarlarına artan katılımı, iklim değişikliğini azaltmak için fosil yakıtlara olan aşırı bağımlılıktan uzaklaşması gereken bir enerji sektöründe ilerlemenin muhtemel yolu olarak kabul edilmektedir. Ulusal ekonomiler için, küçük boyutta bile olsa yerel olarak üretilen enerji, ithalata olan bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğini de artırır.
Bunun kulağa hoş geldiği çok açık ancak, merkezsizleştirme; kamu hizmetleri sektörü için, özellikle şebekedeki talebin en yoğun olduğu zamanlarda istikrarlı arzı korurken, serbest tüketicilerden ve ticari yenilenebilir kaynaklardan gelen değişken enerji girişinin nasıl dengeleneceğine odaklanan zorluklar ortaya koymaktadır. Hiç şüphe yok ki, 2023 yılında, merkeziyetsizleştirme büyüyen bir trend olacaktır.
Trend #2 = Talep Tarafında Esneklik
2023 yılında, talep tarafında esnekliğini arttırması için dağıtım şirketlerine yapılan çağrıların daha yüksek olmasını bekleyebiliriz. Üreten tüketiciler daha fazla enerji üretmeye başladıkça, şebeke üzerinden enerji ticareti yaparak ve enerji depolama kapasitelerini (elektrikli araç aküleri dâhil) satışa sunarak nasıl para kazanabileceklerini göreceklerdir.
Ancak dağıtım şirketleri birkaç jeneratörden birçok tüketiciye tek yönlü akış için geliştirilen şebekelerde, çift yönlü enerji akışlarını idare etmenin ortaya çıkan gerçekliğine uyum sağlamakta zorlanıyorlar.
Bunun en önemli nedeni, SmartEn tarafından yayınlanan yeni birDNV çalışmasında gösterildiği gibi, 2030 yılında binalardan, elektrikli araçlardan ve endüstride esnekliğin tam olarak sağlanmasının, dağıtım şebekesine yapılan yatırımları yılda 29,1 Milyar Euro’ya kadar azaltacak olmasıdır. Ayrıca bu esneklik, tüketicilere yılda 71 Milyar Euro’ya kadar tasarruf sağlayabilir, 15,5 Terawatt-saat yenilenebilir kesintisini ve 2,7 Milyar Euro değerinde pik üretimi ve yıllık 37,5 Milyon ton sera gazı emisyonunu önleyebilir.
Trend #3 = Dijitalizasyon
Çeşitli arz ve tüketim noktalarını kapsayan karmaşık bir enerji modeli dijital olarak yönetilmelidir. Ancak enerji dağıtım şirketleri, şebekelerinin dijitalizasyonunu sağlamak ve mevcut altyapılarını güncellemek arasında kalmaktadır.
S&P Global Market Intelligence’ın bir yan kuruluşu olan 451 Research,uluslararası araştırmalar sonucunda enerji dağıtımı sektörünün kritik bir geçiş noktasında olduğu sonucuna varmıştır. Artan taleplere ve eskimekte olan altyapıya rağmen mevcut şebeke ve hizmet seviyelerini yerinde tutmakta zorlanırken, hizmet modellerini değiştirme ve operasyonları optimize etmek için veri içgörülerini uygulama ihtiyacıyla karşı karşıyadır.
Dijitalizasyon, enerji dağıtım şirketleri tarafından ya başarının anahtarı ya da yeni ve benzersiz bir sorun olarak görülebilir: 2023 yılında, buna karar vermek her zamankinden daha zor olacaktır.
Trend #4 = Siber Güvenlik
Merkezsizleştirme ve dijitalizasyon, büyük miktarlarda verinin işlenmesini gerektirir ve bu da siber güvenlik endişelerini artırır. Çünkü bir sisteme daha fazla verinin girilmesi, sistemin savunmasızlığının artması anlamına gelir. Şebekenin enerji dönüşümüne hazır hale getirilmesinde ve binaların siber saldırılar nedeniyle tehlikeye atılmamasının sağlanması, bütün paydaşların ortak sorumluluğudur.
2023 yılında, enerji ve siber güvenlik sektörlerinin, net sıfır hedeflerinin siber saldırılar tarafından engellenmemesini sağlamak amacıyla şebekeyi korumak için birlikte yakın bir iş birliği içinde çalıştığını görmeyi bekliyoruz. Hükümetler de bu konudaki stratejilerini sağlamlaştırmak için, enerji dağıtım şirketleriyle yakın iş birliği içinde çalışmalıdır. Bu, daha iyi risk yönetimi süreçleri ve yapılarının önünü açan özel yatırımları ve inovatif yeni teknolojileri benimsemeyi içermelidir.
Trend #5 = SF6 Gazı İçermeyen OG Hücreler
AB ülkeleri ve İngiltere de dâhil olmak üzere Avrupa ülkeleri, 2020’lerin ortalarından itibaren orta gerilim hücrelerde küresel ısınmaya yol açan SF6 gazının kullanımını yasaklamaya hazırlanıyor. Bu tip hücrelerin kullanıldığı diğer birçok sektörle birlikte, enerji dağıtım şirketlerinin de gelecekteki projeler için alternatifler seçmesi gerekecektir. Bu gerçekleşirse, SF6 gazının orta gerilim hücrelerde kullanımı AB’de tamamen yasaklanacak; bunun sonucunda, SF6 gazının kullanıldığı hücrelerin yeniden doldurulma maliyetleri yükselecek ve hücrenin kullanım ömrü sonunda devreden çıkarılması ve geri dönüşümü de daha masraflı hale gelecektir.
Merkezi olmayan yenilenebilir enerjiden beslenen bir şebekede daha sık anahtarlama gerekeceğinden, yeni tipteki orta gerilim hücrelerinin Avrupa’daki pazarı büyüyecektir. SF6 gazı kullanılmayan orta gerilim hücre teknolojisi gelişmektedir ve bu hücreler maksimum 24kV’a kadar nominal gerilimde çalışabilmektedir. Bu da 2023 yılında ve takip eden yıllarda, orta gerilim hücreleri SF6’dan arındırma kararını destekleyecektir. Daha sürdürülebilir bir gelecek, hepimiz için faydalı olacaktır.