Sosyal Medya

Fintech

Craftgate’de Hedef Global Bir Ödeme Merkezi Olmak!

Bulut tabanlı ödeme geçidi Craftgate’in kurucu ortaklarından Hakan Erdoğan ile girişimin başarı hikayesini, sunduğu hizmetleri ve hedeflerini konuştuk.

Craftgate’de Hedef Global Bir Ödeme Merkezi Olmak!

YTÜ Yıldız Teknopark firmaları arasında yer alan bulut tabanlı ödeme geçidi Craftgate, işletmelere ait tüm bankaların Sanal POS’larını, birçok ödeme ve e-para kuruluşunu tek merkezden kolayca entegre edebiliyor. Üye iş yerlerine, PCI-DSS-1 uyumlu kart saklama, tek tıkla ödeme ve abonelik gibi çözümler de sunan girişimin hedefi ise global bir ödeme merkezi olmak.

Bulut tabanlı ödeme geçidi Craftgate’in kurucu ortaklarından Hakan Erdoğan ile girişimin başarı hikayesini, sunduğu hizmetleri ve hedeflerini konuştuk. “Her şey hayal etmekle başlıyor” diyen Erdoğan, “Hedeflerimize adım adım ilerliyoruz, en büyük hedefimiz ise tamamen yurt dışına açılmak ve global bir ödeme merkezi olmak.” dedi.

İşletmelere, tüm bankaların sanal poslarını tek merkezden kolayca entegre edebilme hizmeti sunan Craftgate; Hakan Erdoğan, Lemi Orhan Ergin, Sabri Onur Tüzün ve Murathan Özcan tarafından kuruldu. 2018 yılında Craftbase ismiyle bir teknoloji servis şirketi olarak faaliyetlerine başlayan girişim, birçok önemli markaya servisler sağladı. 2021 yılına gelindiğinde tüm servis hizmetlerini sıfırlayarak Craftgate ile başka bir hayalin peşine düşen ekibin hikayesini markanın kurucu ortaklarından Hakan Erdoğan ile konuştuk.

Bulut tabanlı ödeme geçidi Craftgate’in kurucu ortaklarından Hakan Erdoğan ile girişimin başarı hikayesini, sunduğu hizmetleri ve hedeflerini konuştuk.

Hayallerinin her zaman ürün geliştirmek olduğunu dile getiren Erdoğan,

“Servis işlerimizden iyi kazanç sağlıyorduk, önemli markalara hizmetler sunuyorduk. Ama hayalimiz bir ürün geliştirmekti ve 2021 yılına geldiğimizde tüm servislerimizi sıfırlayarak Craftgate’e döndük. Servisleri iyi şartlarda olan kimse buradan çıkıp ürüne dönmez çünkü ürün geliştirmek daha yorucudur. Ancak biz 18 kişilik ekibimizle tamamen buna odaklandık. Benim kariyerim ödeme sistemleri üzerine kurulu, diğer ekip arkadaşlarımın da çoğu hep ürün geliştiren ekiplerin içindeydi ve bu ürünlerin hepsi exit edildi, güzel noktalara geldi. Craftgate olarak şu anda üstel (exponential) büyüyoruz, hiçbir şey yapmazsak bile bu yıl üzerimizden beş milyar TL’lik hacim geçecek. Birçok büyük oyuncuyla çalışıyoruz, bunlara yenileri de eklenecek. Ürünümüze çok inanıyoruz ve potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz.” diye konuştu.

“Üye iş yerlerine finansal özgürlük sunuyoruz”

Craftgate’in sağladığı hizmetlerle ilgili bilgi veren Erdoğan,

“Online ödeme alan firmaları tek noktadan, tüm banka ve e-para kuruluşlarıyla buluşturuyoruz. Böylece işletmeler her bir kurumun entegrasyonu için tek tek uğraşmak zorunda kalmıyorlar, istedikleri banka ve ödeme kuruluşuyla çalışarak hacmini gezdirme, özel anlaşmalar yapma gibi finansal özgürlüklerini kullanabiliyorlar. Bunun dışında üye iş yerlerimize ek olarak; kart saklama, tek tıkla ödeme, pazaryeri çözümü, kapalı devre cüzdan, ödeme formu, ortak ödeme sayfası, link ve QR kod ile ödeme, akıllı ve dinamik ödeme yönlendirme, gelişmiş üye işyeri kontrol paneli, gelişmiş API gibi birçok katma değerli servis de sunuyoruz.” ifadelerinde bulundu.

Kimler yaralanabilir?

Craftgate’in B2B bir ürün olduğunu ve tamamen tüzel kişilere hizmet verdiklerini ifade eden Erdoğan, “Bir ödeme kuruluşu ile ödeme almaya başlayıp, 3-5 yıl içinde iyi cirolara ulaşmış girişimler bu üründen faydalanabilir. Halihazırda kendi sanal posunu kullanan ama kart saklama, kapalı devre cüzdan, pazaryeri çözümü gibi ihtiyaçları olan üye işyerleri de Craftgate’i tercih edebilirler. Ödeme altyapısı ve uzmanlığı konusunda çekinceleri olan ve bu konuda deneyimli bir ekiple çalışmak isteyen üye işyerleri de ürünümüzden faydalanabilir.” dedi.

“PCI DSS 1 lisansı ile dünya çapında güvenlik önlemine sahibiz”

Ürünün güvenlik noktasındaki artılarına da dikkat çeken Hakan Erdoğan,

“Ödeme sistemlerinde temel kural asla hata yapmamaktır. Sitemin yüzde yüz doğru çalışması lazım. Burada da tecrübeleriniz büyük önem kazanıyor. Tecrübenin dışında VISA, Master Card gibi kuruluşların ortaya çıkardığı PCI DSS 1 (Payment Card Industry Data Security Standard) lisansına da sahibiz ki bu global çapta en üst düzeyde güvenlik önlemi. Yılda dört defa güvenlik denetiminden geçtiğiniz, taramaların yapıldığı, sisteminizin incelendiği, ciddi prosedürlerin olduğu, alması zor bir lisansa sahibiz. Bu önlemler doğrultusunda kodu yazarken bile uymamız gereken bir sürü prensip var. Dolayısıyla düşünce tarzında, uygulamada, kod kalitesinde, denetlenmesinde kayıt altına alınmasında global standarda uymak zorundayız. Bu lisansımızı her yıl yeniliyoruz.” diye konuştu.

Hedef global bir ödeme merkezi olmak

Bu topraklarda doğup büyüyen bir marka olduklarını söyleyen Erdoğan hedeflerini ise şu sözlerle anlattı:

“Önceliğimiz buradaki üye iş yerlerine, online ödeme alan şirketlere hizmet vermekti ve bunu başardık. İkinci faz olarak Türkiye’den yurt dışına satış yapan firmalar için yurt dışı ödeme yöntemlerini de sistemimize entegre ettik. Firma hangi ülkeye satış yapıyorsa o ülkeyle uyumlu ödeme yöntemini entegre ederek Dolar, Euro almalarına aracılık ediyoruz. Üçüncü aşamamız ise tamamen yurt dışına açılmak, hedefimiz global bir ödeme merkezi olmak. Bu yolda hızlı büyümemize katkı sağlayacak partnerlerimiz de olsun istedik ve yatırımcılarla görüşmeye başladık. Her şey yolunda giderse Mayıs ayının sonunda yeni birkaç yatırımcımız gelecek.”

“Ekibimizin gücü motivasyon kaynağımız”

Her şeyin hayal etmekle başladığını dile getiren Erdoğan, “Hayalinizi gerçekleştirirken tek başınıza olmanız dezavantaj çünkü motivasyonunuz bir anda düşebilir. Bu noktada hem ortaklarınız hem de ekibiniz çok kritik. Ben de o anlamda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bence en büyük gücümüz ekibimiz. Biz bu ekibin gücüyle başarılı olduk ve olacağız.” dedi.

“Teknopark’ta süreçler çok hızlı ilerliyor”

YTÜ Yıldız Teknopark’ta olmanın kendilerine pek çok avantaj sağladığını belirten Erdoğan,

“Biz burada ar-ge projeleri yapıyoruz. Teknopark sınırları içinde hem akademik kadroya erişimimiz daha kolay oluyor hem de diğer şirketlerle etkileşimimizi arttırıyoruz. Finansal faydalar da çok önemli. Genelde kamu ya da devlet kurumları işlerin daha ağır işlediği yerler olarak bilinir ama YTÜ Yıldız Teknopark burada ayrışıyor. Karşımızda bir girişimci varmış gibi iletişim kurabiliyoruz, süreçler çok hızlı ilerliyor.” diyerek sözlerini noktaladı.