Deprem Sonrası Çalışan Psikolojisi İçin Ne Yapmalı?
Büyük depremlerin sonrasında şirketler çalışanlarının mental sağlığı için profesyonel desteğe ihtiyaç duyuyor. Bütünsel sağlık yönetimi şirketi LifeClub Genel Müdürü Elif Elkin, konuyla ilgili şirketlerin neler yapması gerektiğini anlattı.
Türkiye’de yaşanan deprem felaketi, başta birinci derecede etkilenenler ve bölgede yaşayanlar olmak üzere ülkenin tamamını derinden sarstı. Tüm şirketler ve bireyler deprem bölgesine yardım ulaştırma, oradakilerin yaralarını sarmak için var gücüyle çalışıyor. Depremin yarattığı psikolojik etkiler, günlük yaşam ve iş dünyasını durma noktasına getirdi.
Şirketler psikolojik onarım sürecinde kurumsal psikolojik destek, kurumsal wellbeing, kurumsal zindelik hizmetlerine başvuruyor. Psikolojik toparlanma zaman alacak olsa da şirketler profesyonel destek alarak çalışan esenliğini sağlamaya özen gösteriyor.
Bu dönemde en büyük ihtiyacın bütünsel iyi olma hali olduğunu belirten, Türkiye’nin ilk bütünsel sağlık hizmetleri yönetimi hizmeti sunan şirketi LifeClub Genel Müdürü Elif Elkin,
“Deprem felaketinin boyutunun ve yıkıcılığının büyüklüğü, deprem bölgesi ile birlikte evlerde televizyon başında olan herkesi derinden etkiledi. Bu toplumsal psikolojik travma günlük hayatımıza ve iş yaşamımıza da sirayet etti. İş dünyası neredeyse durma noktasına geldi diyebiliriz. Normal yaşamımıza dönmeye çalışınca sanki bir suçluluk duygusu hissetmeye başladık. Çaresizliğin verdiği öfke hali de işin başka bir boyutu oldu. Tüm bu psikolojik gelgitler normal yaşamımızı sürdürülmez hale getirdi ve getirmeye devam ediyor. İşin üstesinden gelmeye zorlandığımızda profesyonel bir desteğe başvurmamız kaçınılmaz hale geliyor. LifeClub olarak uygulamamızda bulunan psikolojik destek modülünü bu kritik dönemde ücretsiz olarak kullanıma sunduk” dedi.
Bireylerin yanı sıra şirketlerin de kendilerinden çalışanları için psikolojik destek başta olmak üzere, wellbeing ve sağlık yönetimi üyelikleri talep etmeye başladığını belirten Elkin, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Kurumsal wellbeing’in çalışanın bağlılığı, verimliği ve moral-motivasyonu üzerinde olumlu etkileri olduğu dünyaca kabul görüyor. Wellbeing kelimesinin anlamı zindelik, esenlik olsa da iş dünyasında biraz daha çalışanın bütünsel anlamda iyi olma halini tanımlıyor. Bedenin fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan eş zamanlı bir uyum içinde olması da denilebilir. Kısa süreli eğitimlerin ve workshopların etkisi olduğu muhakkak, ancak bu sürecin uzmanlar tarafından birebir alınacak desteklerle atlatılacağını düşünüyorum. Bize gelen talepler de bunu doğrular nitelikte.”
İş dünyasının yaşadığı “İkincil Travma”nın derin izler bırakmaması için hızlıca eyleme geçilmesi gerektiğinin de altını çizen Elif Elkin, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Çalışanlarınızın duygularını ve neye ihtiyacı olduğunu dinleyin,
- “Seismophobia” olarak adlandırılan deprem korkusu herkeste aynı derecede olmadığı için özellikle bu fobiye sahip kişilerin özel destek almasına yardımcı olun,
- İhtiyacı olan çalışanlarınızın özel profesyonel destek almasını sağlayın,
- Psikolojik desteği ek olarak wellbeig çalışmaları ile tamamlayın,
- Rezilyansı artırmaya yönelik çalışmalar yapın.