Matematiği daha kolay öğrenmek için önyargılardan kurtulmak şart
İlkokullarda matematiği öğrenmeye ve mantığını kavramaya engel olan en önemli nedenlerin başında ezberci yöntemlerle ders işlenmesi gelmekte. Ay Koleji Matematik Öğretmeni Çağla Turgut “Matematikten korkan çoğu çocuğun bu korkusunun temeli çocukluk yıllarına dayanıyor. Bu yüzden atölyelerde zengin öğretme tekniklerinin uygulandığı okul ortamları gerekiyor. Matematiği kavram temelli öğrenen çocuklarınızın daha rahat anlamaya başladıklarını göreceksiniz.” dedi.
Ülkemizde öğrencilerin büyük çoğunluğunun okul hayatı boyunca anlamakta zorlandığı ve akademik başarılarının düşük olduğu derslerin başında matematik geliyor olmasının bir başka nedeni ise uzun ve karmaşık metinlerle sorulan matematik sorularını öğrencilerin anlayamaması. Okuduğunu anlamayan, ”mekanik okumanın” ötesine geçememiş öğrenciler matematik problem sorularını anlamakta zorlanmaktalar.
Okullarda okuma-yazma çalışmalarının ciddiyetle yapılması gerekli. Matematik öğrenmek için öncelikle “Matematik ne işime yarayacak?” düşüncesinden çıkılması gerektiğini söyleyen uzmanlar, matematiğin yaşamla ilişkilendirilmesini öneriyor.
“Matematik öğretme yöntemleri kavram temelli yapılmalı”
Okullarda anadil eğitiminin çok önemli olduğunu vurgulayan Ay Koleji Matematik Öğretmeni Çağla Turgut okuma yazma çalışmalarının ciddiyetler yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Matematik öğrenmek için öncelikle matematik ne işime yarayacak” düşüncesinden çıkılması gerektiğini söyleyen Matematik Öğretmeni Çağla Turgut; “Matematiğin hayattaki karşılıklarıyla bağdaştırılması gerekiyor. Matematik dersi, beyini güçlendirmek ve hızlandırmak konusunda önemli bir rol oynuyor ancak öğrencilerin birçoğu matematik dersini zor ve karmaşık bir ders olarak görüyor. Henüz soyut düşünme becerisi kazanmamış, beyin gelişimini tamamlamamış çocuklara rakamlarla matematik öğretilmemeli. Matematik öğretme yöntemleri tüm ilkokul öğrencilerine kavram temelli yapılmalı” dedi.
Matematik dersleri tahta başında değil matematik atölyesinde işlenmeli
Çağla Turgut sözlerine şu şekilde devam ediyor; “Matematik öğretme yöntemleri tüm ilkokul öğrencilerine kavram temelli yapılmalı. Örneğin toplama konusu önce rakamlar yerine, ‘Toplamak ne demek? Çoğaltmak ne demek?’ şeklinde kavram temelli öğretilmeli. Sayı saymayı ezberlese bile her bir rakamın ne ifade ettiğini henüz kavrayamayan çocuklara rakamlarla işlem yapması öğretilmeye çalışılıyor. Öğrencilerin büyük çoğunluğu bu nedenle henüz ilkokulda, matematik öğrenmeye karşı ön yargı oluşturuyor. Matematik başarısızlığının temelinde, çocukların beyin gelişimini tamamlamadan rakamlarla soyut işlem yapmaları istenmesi geliyor.
Matematik dersleri tahta başında değil matematik atölyesinde, yaşamın içinden örneklerle, dokunarak, görerek yani somut eşya ve modeller yoluyla işlendiğinde başarı kaçınılmaz olmakta’’ dedi.
“Matematiği öğrenmek için hayatın içinden benzer konular ile bağdaştırmak gerekiyor”
Matematik öğreniminin, belli stratejiler ile daha kolay hale getirilebileceğine dikkat çeken Turgut, “Matematik sadece sayılardan oluşan karmaşık gibi görünen konulardan ibaret değil fakat matematik dersinde önyargılarla birlikte yanlış öğrenme teknikleri de öğrencileri zorluyor. Bu nedenle öncelikle, matematik çalışmak için hayattaki benzer konular ile matematiği bağdaştırmak gerekiyor. Örneğin; bir karenin alanını hesaplamayı öğretmek için atölyede, tıpkı bir fayans işçisinin döşeyeceği banyonun duvar boyutlarını hesapladığı yöntem kullanılabilir. Alışveriş sırasında fiyatları karşılaştırmak, yemek tariflerinde ölçüleri kullanmak veya seyahat planları yaparken zaman ve mesafe kavramlarını kullanmak gibi günlük aktivitelerde matematiği kullanmak, matematiği gerçek hayatla ilişkilendirmeye ve daha kolay öğrenmeye yardımcı olabilir” dedi.
Sorgulama ve kavram temelli öğretme teknikleri kullanılmalı
Matematik öğretirken kart oyunlarından ve matematik temelli bilgisayar oyunlarından da yararlanılabileceğini aktaran Turgut, “Bu tür oyunlar, soyut kavramları somut hale getirerek öğrenmeyi daha etkili hale getirebilir. Ayrıca, matematik konulu hikâye kitapları ve filmler de soyut kavramları daha iyi anlama ve hatırlama noktasında destek sağlayabilir. Günümüzden 2500 yıl önce, Sokrates, okuma yazma bilmeyen bir köleye doğru soru sorma tekniği uygulayarak ve onu yönlendirerek bir sayının karekökünü bulabileceğini kanıtlamıştır. Öğretmenlerin doğru yöntemler uygulaması ve sorgulama-kavram temelli öğretme teknikleri kullanmasıyla her bir çocuğun matematik öğrenebileceğini unutmamalıyız” diye konuştu.