Sosyal Medya

Otomobil

Toyota Yenilikçi Mobilite Ürünleriyle Paris’te Gövde Gösterisi Yaptı

Toyota, Paris 2024 Olimpiyatları aracılığıyla markanın kapsayıcı ve yenilikçi mobilite stratejisinin altını çizdi. Toyota’nın geleceği şekillendiren modelleri, küçük mobilite araçları, konseptleri, yarış araçları, mevcut modelleri ve yeni teknolojileri bir arada gösterildi. Herkes için uygun bir mobilite çözümünün olduğunu ortaya koyan Toyota, hangi teknolojiyi kullanırsa kullansın sürüş keyfinden de vazgeçmeyeceğini vurguladı.

Toyota Yenilikçi Mobilite Ürünleriyle Paris’te Gövde Gösterisi Yaptı

 

Toyota, Paris 2024 Olimpiyatları aracılığıyla markanın kapsayıcı ve yenilikçi mobilite stratejisinin altını çizdi. Toyota’nın geleceği şekillendiren modelleri, küçük mobilite araçları, konseptleri, yarış araçları, mevcut modelleri ve yeni teknolojileri bir arada gösterildi. Herkes için uygun bir mobilite çözümünün olduğunu ortaya koyan Toyota, hangi teknolojiyi kullanırsa kullansın sürüş keyfinden de vazgeçmeyeceğini vurguladı.

Toyota, gerçekleştirdiği mobilite etkinliğinde de küresel vizyonu olan “Herkes İçin Eşit Hareket Özgürlüğü” ile karbon emisyonunu mümkün olan en kısa zamanda düşürmek üzere kapsayıcı bir yaklaşım ortaya koyduğunu bir kez daha yineledi.

Toyota mobilitede öncülük yapıyor

Toyota, sürdürülebilir ve kapsayıcı mobilite çözümleriyle geleceğin otomotiv dünyasında öncü bir rol üstlenmeye devam ediyor. Sergilediği yenilikçi teknolojilerden hidrojen yakıt hücreli araçlarına, otonom sürüş çözümlerinden çevreci ürün gamına kadar geniş bir yelpazede sunduğu ürünlerle, karbon nötr hedefine emin adımlarla ilerliyor. Toyota, sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de daha temiz, güvenli ve erişilebilir bir dünya yaratma vizyonuyla hareket ediyor. Bu vizyon, herkes için hareket özgürlüğünü ve sürdürülebilir bir yaşamı mümkün kılma taahhüdünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Toyota 170’ün üzerinde pazarda yılda 10 milyondan fazla araç satışı gerçekleştiriyor. Emisyonları düşürmek açısından herkesin ihtiyacını karşılayan tek bir çözüm olmamasıyla farklı müşterilere ve farklı pazarlara yönelik en ideal ürünleri sunuyor. Bu yaklaşımla birlikte Toyota kullanıcıların nerede yaşadıkları, yaşam koşulları, gelir seviyeleri, yaşam tarzları ya da ihtiyaçları ne olursa olsun, herkesin karbon azaltımına katkıda bulunabileceğine inanıyor.

 

Çoklu mobilite çözümleri geliştiriliyor

Müşterilerin ihtiyaçlarına ve pazar şartlarına göre ideal modelleri üreten Toyota,

“Kimseyi geride bırakmamak” üzerine kurulmuş felsefesiyle dikkat çekiyor. Marka, ülkelerin, bölgelerin, altyapıların ve müşterilerin farklı taleplerine cevap veren düşük ve sıfır emisyonlu mobilite çözümleri sunmaya kendini adadı.

 

Bu kapsamda kullanıcıların seçme özgürlüğüne sahip olması da sağlanıyor. Toyota, tam elektrikli araçlar, hidrojen yakıt hücreli araçlar, tam hibritler ve plug-in hibritler olmak üzere farklı teknolojilere sahip modelleri sunuyor.

 

Toyota bu teknolojilere ek olarak konvansiyonel içten yanmalı motorlarda e-yakıt ve biyoyakıt kullandığı araçları da test ediyor. Yanma sırasında CO2 salımı olmasına rağmen, yakıt karbon nötr olarak dikkat çekiyor. Çünkü atmosferdeki CO2‘yi hammadde olarak kullanıyor ve toplam CO2 miktarı üzerinde hiçbir etkisi olmuyor.

 

Toyota’nın bir diğer alternatif çözümü ise, hidrojeni içten yanmalı motorlarda yakıt olarak kullanmak oldu. Bu alternatifte içten yanmalı motor olmasına rağmen, çalışırken neredeyse hiç CO2 emisyonu ortaya çıkmıyor.

 

Toyota ile emisyonlar hızla düşecek

Toyota, 2019 seviyeleriyle karşılaştırıldığında 2030’a kadar dünyada sattığı araçların CO2 emisyonlarının yüzde 33 ve 2050’ye kadar yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyor.

 

Toyota’nın tam hibritler başta olmak üzere çevreci araçlara uzun zamandan bu yana yatırım yapması sayesinde toplam global satışlarda dünya çapında 175 milyon tondan fazla CO2 azaltımı sağlandı.

 

Markanın izlediği yol haritası ise, nihai hedef olarak üretimden, nakliyeye, araçların bertaraf edilmesinden geri dönüşüme kadar araçların yaşam döngüsü boyunca CO2 emisyonlarını sıfıra indirmek.

 

Çevreci ürün gamı daha da genişliyor ve gelişiyor

Toyota, her zaman daha iyiyi yapmak adına tüm teknolojilerini geliştirmeye devam ediyor. Herkese uygun çevreci araç hedefiyle birlikte tam elektrikli, hidrojen yakıt hücreli, plug-in hibrit ve tam hibrit modeller geliştirilmeye devam ediyor. Bununla birlikte 2024’ün sonunda pazara sunulması planlanan Hilux Hybrid 48V ile efsanevi modeli, yeni 48V hibrit sistemiyle kombine edilecek.

 

Bununla birlikte tam elektrikli ürün gamını kademeli olarak genişleten Toyota, 2026 yılına kadar 10 yeni tam elektrikli model tanıtacak ve tam elektrikli satışları 1.5 milyon adede ulaşacak.

 

Tam elektrikli araçları da tasarımıyla ve sürüşüyle heyecan verici hale getiren marka, aynı zamanda yeni elektronik platformla birlikte sürekli olarak güncellenmesini sağlıyor.

Elektrikli araçlara özel üretim tesisi

Toyota, Mayıs 2023’te faaliyete soktuğu “BEV Factory” ile tam elektrikli araçların geliştirilmesini hızlandırdı. BEV Factory yeni tip bataryalar, araç aerodinamileri, e-Aks gibi teknolojilerin Toyota bünyesinde geliştirilmesine öncülük ediyor.

 

Avrupa’da toplam satışların yüzde 71’i elektrik motorlu araçlar oldu

Toyota, global olarak emisyonları düşürmeye odaklanırken Avrupa’da da sıfır ve düşük emisyonlu araç satışlarıyla dikkat çekiyor. Avrupa’daki toplam satışların yüzde 71’i hibrit, yakıt hücreli ve tam elektrikliler dahil olmak üzere elektrik motorlu araçlar oldu. Bu oran Batı Avrupa’da yüzde 75 seviyelerinde gerçekleşti. Bu sonuçlara göre satışların yüzde 68’ini hibritler oluşturdu.

Sıfır emisyonlu model sayısı 15’e yükselecek

Toyota Avrupa, aynı zamanda sunduğu 9 tam elektrikli modelle de dikkat çekiyor. Elektrikli hafif ticari araçlardan bZ4X SUV ve hidrojen yakıt hücreli Mirai’ye kadar farklı ürünler öne çıkıyor. Bununla birlikte Toyota, 2026’ya kadar 6’sı elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilmiş platformda üretilmek üzere toplam 15 sıfır emisyonlu model sunmayı planlıyor.

 

2030’da Batı Avrupa’da sıfır emisyonlu satış oranının yüzde 50 olacağını tahmin eden Toyota, pazar şartlarının ve müşteri taleplerinin farklılık göstermesi halinde bu oranı daha da yukarıya çıkarabilecek. 2035’te ise, Avrupa Birliği, EFTA ülkeleri ve Britanya’da alt yapının izin verdiği yerlerde tüm araçlarında CO2 emisyonlarını yüzde 100 azaltacak.

Hedef, çevreci bir miras bırakmak

Toyota’nın ana hedeflerinden biri çevresel etkileri azaltarak iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve 2050 yılına kadar küresel karbon nötrlüğüne ulaşmak olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte Avrupa’da, global Toyota hedefinin 10 öncesinde, yani 2040 yılında tamamen karbon nötr olmayı planlıyor.

 

Bu kapsamda 2030 yılına kadar, Ar-Ge tesisleri, depolar ve üretim tesisleri de dahil olmak üzere tüm tesisler karbon nötr olacak. 2035 yılına kadar, yüzde 100 CO2 azaltımı sağlayan bir ürün gamı sunacak. 2040 yılına kadar, lojistik ve değer zincirinde tam karbon nötrlüğe ulaşılacak.

 

Toyota hidrojen toplumuna öncülük ediyor

Toyota, hidrojenin sürdürülebilir enerji kaynağı olarak yaygınlaşmasına büyük bir katkı sağlıyor. Toyota Avrupa’nın Hidrojen Fabrikası, bu çabanın merkezinde yer alarak, farklı sektörlerdeki iş ortakları için yakıt hücresi sistemleri tedarik ediyor. Şu anda 20’den fazla aktif iş ortağı, Toyota’nın otomotiv dışındaki çok çeşitli alanlarında kullanılabilen yakıt hücresi sistemini devreye alıyor. Bu çalışmalar, hidrojenin ekonomik ölçeklenebilirliğini artırmayı ve sektörde daha geniş bir uygulama alanı bulmasını destekliyor.

 

Avrupa’da, hidrojen sektörünün büyümesi için belirlenen hedefler ve sağlanan finansman, Toyota’nın bu alandaki öncülüğünü daha da güçlendiriyor. Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar yeşil hidrojenin toplam enerji kullanımında yüzde 13-20 oranında yer almasını ve 2030 yılına kadar 20 milyon ton yenilenebilir hidrojen arzını hedefliyor. Toyota, bu vizyon doğrultusunda Avrupa’nın hidrojen altyapısının geliştirilmesine önemli katkılarda bulunarak, sürdürülebilir ve karbon nötr bir geleceğe geçişte kilit bir rol oynuyor.

 

Toyota yakıt hücreli ikinci nesil Mirai’nin yanı sıra aynı teknolojiyi kullanan Hilux FCEV prototipini test ediyor. Yakıt hücreli otobüslerin geliştirilmesine katkı sağlayan Toyota, otomotiv dışındaki alanlarda da bu teknolojinin kullanılmasını destekliyor. Toyota’nın hidrojen teknolojisindeki uzmanlığıyla geliştirilen küçük sökülebilir hidrojen tankları, buzdolabı, ızgara gibi ev aletlerinin çalıştıracak şekilde uyarlandı.

Paris 2024, Toyota’nın mobilite vitrini oldu

Toyota, olimpiyatların resmi mobilite partneri olarak kapsayıcı, çevreci ve yenilikçi araçlarını Paris 2024’te kullandı. Atletlerin, görevlilerin ve seyircilerin ulaşımından operasyonel işlere kadar Toyota’nın yeni mobilite araçları görev aldı.

 

2 bin 650 adedin üzerinde tam hibrit, plug-in hibrit, tam elektrikli ve hidrojen yakıt hücreli aracı kullanan Toyota, Paris 2024’ün önceki oyunlara göre karbon emisyonlarının yüzde 50 oranında düşürülmesine büyük katkı sağladı. Paris’te kullanılan araçların 1,150 adedi ise tam elektrikli araçlar oldu.

 

Toyota’nın yeni mobilite ürünleri, herkes için hareket kolaylığı sağlamak üzere tasarlandı. Paris 2024’te de elektrikli ve hibrit mobilite çözümlerinin yanı sıra C + walkS, C + walkT, tekerlekli sandalye e-çekicileri, 250 APM ve 150 tekerlekli sandalye erişimine uygun Toyota Proace gibi 700 mobilite ürünü yerini aldı. Bu sayede Toyota, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda şimdiye kadar görülen en kapsayıcı ve sürdürülebilir mobilite filosunu oluşturdu. Paris 2024’te Toyota, 250 civarında bireysel elektrikli araca yer verildi. Koltuklu C+walkS ve ayakta kullanılan C+walkT dikkat çeken mobilite çözümlerinden oldu.

 

Toyota, Paris 2024’e 500 adet hidrojen yakıt hücreli Mirai tedarik etti. Mirai, Toyota’nın sıfır emisyonlu araçlar sunma konusundaki kararlılığının en dikkat çekici örneklerinden biri olarak hidrojen yakıt hücresiyle çalışıyor. Elektrikli mobilitenin sunduğu avantajları, eşsiz konfor ve hızlı şarj ile kombine eden Mirai, Toyota’nın karbonsuz topluma ulaşma hedefini temsil ediyor.

 

Paris 2024’te sergilenecek hidrojen uygulamaları arasında, dönüştürülmüş yakıt hücreli FCEV şehir içi otobüsler bulunuyor. Otobüsler erişilebilirlik ve takım ruhu göz önünde bulundurularak tasarlandı ve tüm tekerlekli sandalye ekibini tek bir otobüste taşıyabiliyor.

 

Toyota’nın Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları ile ortaklığı, spor ve sporcuların hedeflerine ulaşmak için zorluklarla karşılaşma ve üstesinden gelme şeklinden ilham alıyor ve daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir topluma giden yolu gösteriyor.

Toyota motorsporları ile sınırları zorlamaya devam ediyor

Toyota’nın yarış departmanı Toyota Gazoo Racing, karbon nötr mobilite çözümleri geliştirmek ve her zamankinden daha iyi otomobiller üretmek için yarış pistinde sınırları zorluyor. Motorsporlarının zorlu dünyasından ilham alan Toyota, dünyanın en üst düzey yarışlarında yarışıyor. Bu sayede farklı güç ünitelerine sahip araçların geliştirilmesini hızlandırıyor.

Toyota Gazoo Racing, Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda (WEC) 2012’den beri hibrit, 2022’den beri yenilenebilir yakıtlı araçla yarışıyor. Bu sayede hidrojenli geleceğe doğru ilerliyor.  Dünya Ralli Şampiyonası (WRC) şu anda plug-in hibrit ve e-yakıt ile yarışıyor. Rally Raid (W2RC) şu anda yenilenebilir yakıt kullanıyor ve ayrıca farklı güç ünitelerinde testlerde yapılıyor. WRC, WEC ve W2RC gibi bir dizi üst düzey seride birden fazla şampiyon Toyota, ekstrem koşullarda ve en zorlu yollarda araçlarını geliştiriyor.

 

Otonom sürüş teknolojileri

Toyota, 1990’lı yıllardan bu yana aktif güvenlik ve otonom sürüş teknolojileri üzerinde çalışarak, trafik kazalarını ve yaralanmaları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Toyota, insanların sürüş deneyiminden keyif almasını sağlarken, otonom sürüş teknolojilerinden de gerektiğinde yararlanmalarına olanak tanımayı amaçlıyor. Bu yaklaşım, sürücülerin sürüş özgürlüğünü koruyarak, yapay zeka teknolojilerini bir partner olarak kullanmayı sağlıyor. Ayrıca çevresel risklerin analiz edilip güvenli bir sürüş elde edilmesine öncülük ediyor.

 

Toyota Araştırma Enstitüsü (TRI), Silikon Vadisi’nde bulunan merkezi ile bu araştırmaların ön saflarında yer alıyor. Toyota Araştırma Enstitüsü’nün çalışmaları, yapay zeka teknolojileri ile gerçek sürüş deneyimini birleştirerek, daha güvenli ve keyifli bir sürüş sağlama hedefi taşıyor. Bu sayede, sürücü güvenliği ve sürüş keyfi daha da artırılıyor.

Kazaları azaltan tandem drift sanal gerçeklik deneyimi

İstatistikler kazaların birçoğunun aracın kontrolünün aniden kaybedilmesiyle meydana geldiğini gösteriyor. Toyota ise otonom sürüş teknolojilerinin bunun önüne geçebilecek potansiyele sahip olduğunun altını çiziyor.

 

Toyota Araştırma Enstitüsü (TRI) ve Stanford Üniversitesi, yedi yılı aşkın süredir otonom sürüş teknolojilerindeki ilerlemelerin insanların yollarda daha güvende sürüş yapmasına nasıl yardımcı olabileceğini araştırmak için iş birliği yapıyor. 2022 yılında, ekipler dünyanın ilk Otonom Drift denemesini gerçekleştirdiler. Bu deney, motorsporlarında “drift” olarak adlandırılan, sürücünün aracın arka lastiklerini kaydırarak aracın yönünü hassas bir şekilde kontrol ettiği manevrayı otonom hale getirdi. Bu araştırmanın arkasındaki fikir, kontrollü, otonom drift tekniklerini kullanarak ani engellerden kaçınmak, kar veya buz gibi tehlikeli yol koşullarda kazaları önlemekti.

 

Temmuz 2024’te ise, ekipler dünyada bir başka ilke daha imza atarak iki aracın otonom olarak tandem drift yapmasını sağladı. Tandem drift yapan ikinci bir aracın eklenmesiyle, ekipler dinamik yol koşullarını daha yakından simüle etti Araçların diğer araçlara, yayalara ve bisikletçilere hızlı bir şekilde tepki verebilme yeteneği test edildi. Burada TRI tarafından geliştirilen yapay zeka kullanılırken, araçların beklenmedik durumlara daha çabuk tepki vermesini sağlıyor.

 

Toyota, gerçekleştirdiği Herkes İçin Mobilite medya haftasında da, otonom drift yapan Supra’nın içinde Sanal Gerçeklik ile bu deneyimi katılımcılara yaşattı.