Meme Kanseri’nde Erken Tanı Tedavide Başarı Oranını Artırıyor
Kadıköy Belediyesi Zehra-Mustafa Yüksel Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Radyoloji Uzmanı Dr. Hikmet Karagüllü ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ dolayısıyla yaptığı açıklamalarda meme kanserinde erken tanının önemine dikkat çekti.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda ülkemizde ve dünyada kadınlar başta olmak üzere en sık görülen meme kanserine ilişkin Ekim ayı boyunca yapılan farkındalık çalışmaları dikkat çekiyor.
Kurulduğu günden bugüne 80 bin kadının muayene için başvurduğu Kadıköy Belediyesi Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi’nde meme kanseri konusunda bilgilendirme ve kendi kendine meme muayenesinin nasıl yapılacağı gibi birçok seminerler de düzenleniyor.
İleri teknoloji görüntüleme cihazlarıyla erken teşhisin de yapılabildiği merkezin doktorlarından Radyoloji Uzmanı Dr. Hikmet Karagüllü meme kanserinde farkındalık ve toplumsal bilinç oluşturmak için hastalığın belirtileri, erken tanının önemi ve tedavi yöntemleri hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi.
“TEDAVİDE BAŞARI ORANI ARTTI”
Düzenli kontrollerin ve erken tanının önemine vurgu yapan Karagüllü tedavide başarı oranındaki artışın altını çizdi.
“Dünyada her 8 kadından biri yaşamının bir döneminde bu kanser türü ile karşılaşıyor.Dünyada her yıl bir milyon 750 bine yakın kadın meme kanserinden etkileniyor. Ne yazık ki bu sayı giderek daha da artıyor. Ancak meme kanserinin görülme sıklığının artmasına karşılık ölüm oranlarında da düşüş söz konusu. Burada görüntüleme yöntemlerindeki teknolojinin gelişmesi, kadınların ve toplumun bu konuda bilinçlenmesi, duyarlı olması ve farkındalık yaratması, erken tanı için düzenli taramaların yapılması, tedavinin uygulama alanlarına girmesi gibi etkenleri sayabiliriz.
“RİSK FAKTÖRLERİNİN EN BAŞINDA KADIN OLMAK GELİYOR”
Risk faktörlerinden ve hastalığın belirtilerinden bahseden Karagüllü sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meme kanserinde kadın olmak risk faktörlerinin en başında geliyor. Kişinin ileri yaş olması, birinci ve ikinci derece akrabalarda meme kanseri öyküsü olması, beslenme biçimi, fiziksel aktivitenin azlığı gibi risk faktörlerini sayabiliriz. Ele gelen kitle eşittir meme kanseri değil, meme kanseri eşittir kitle değil. Yani hiçbir şikayeti olmadığı, hiçbir belirti göstermediği halde merkezimizde yaptığımız taramalar sonucu erken tanıda bulunduğumuz hastalarımız oldu.
Genel olarak ise meme başında kabuk bağlama, çatlama, çökme, kanlı akıntının olması; memede kızarıklık, portakal kabuğu görünümünün olması, koltuk altında ağrılı ya da ağrısız ele gelen kitlelerin olması belirtiler arasında.”
“HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN DÜZENLİ KONTROLLERİN YAPILMASI GEREKİYOR”
Dr. Hikmet Karagüllü meme kanserinden korunmak için hangi yaşlarda, nasıl bir işlem yapılması gerektiğini anlattı:
“20’li yaşlardan 40 yaşına kadar 1 ile 3 yıl arasında düzenli olarak meme cerrahisine gidilmeli. Kişi kendi kendisini elle muayene etmeli ancak ele kitle gelmiyor diye kontrollerin ihmal edilmemesi gerekiyor. Çünkü biz en çok meme kanserini taramada yakalıyoruz. 40 ile 69 yaş arası her yıl mamografi çekilmesi gerekiyor.
69 yaşından sonra ise, hastanın başka bir rahatsızlığı yoksa meme yoğunluğuna göre 1 ile 2 yıl arasında mamografi çekilmesi gerekiyor. Ailede meme kanseri öyküsü olanlarda ise 35 yaşında mutlaka bir mamografi çektirmeyi öneriyoruz. Örneğin annesinin 40 yaşında meme kanseri öyküsü olan hastalarımızda da 25 – 30 yaş arası mamografi çektirebiliyoruz. Mamografi işleminin yanında ultrason ve MR’ı da mutlaka istiyoruz.”