Apple’ın Geri Dönüşüm Robotu Daisy’den Şaşırtan Performans
Apple’ın geri dönüşüm robotu saatte 200 iPhone’u parçalarına ayırıyor.
Yaklaşık bir yıl önce Apple, gelecek iPhone ve MacBook modellerinin tamamen geri dönüştürülmüş materyallerden oluştuğu bir gelecek istediğini de dair bir bildirim yayımladı. İddialı bir düşünce ve hala da öyle.
Teknolojik yüklü bir dünyada yaşıyoruz fakat çoğu kişi e-atıkların yaklaşık %100’ünün geri dönüştürülebilir olduğunu unutuyor. Apple bile bugüne kadar bunu yapmamıştı.
Apple’ın Geri Dönüşüm Robotu Daisy !!!
“Daisy” adlı Apple’ın yeni robotu, Apple’ın gereksiz yere iPhone’ları materyalleri hurdaya çıkarma veya yeniden kullanma girişiminde bulunmak için kullandığı önceki sürümü Liam‘a dayanıyor. Selefi gibi Daisy, yepyeni iPhone‘lar oluşturmak için gereken malzemenin bir kısmını başarılı bir şekilde geri kurtarıyor.
Daisy’nin etkileyici performansına bir bakacak olursak;
Saatte 9 farklı modeldeki tam 200 iPhone’u tüm parçalarına ayırabiliyor. Her 100 bin cihaz için 1900 kg alüminyum, 770 kg kobalt, 710 kg bakır ve 11 kg’da nadir bulunan diğer toprak elementi elde ediliyor.
Bunlar arasında cihazlar için oldukça önemli ve çevre dostu olmayan materyallerden biri de var.
Apple’ın en son yayımladığı çevresel ilerleme raporunda da Amaçlarının 100 çevreye duyarlı ve geri dönüştürülebilir ve yenilenebilir malzeme kullanımını en üst üzeye çıkarmak olduğundan bahsediliyor. Bu hedefin ulaşılması uzun yıllar alabileceği şirket tarafından da kabul edilse de temel hedefin sınırlı kaynakların efektif kullanımı olduğunu görebiliyorsunuz.
Apple’ın bu konuda net bir zaman çizelgesi yok ve tüm üretimin “Yeşil Üretim” olduğunu söyleyemeyiz. Ancak MacBook ve iPhone seleflerinin neredeyse tamamını geri dönüştürülmüş parçalarından ayırarak bir ilerleme kaydettiğini görebiliyoruz.
Buradaki en önemli sorun ve bu geri dönüşümün başarılı olmasının sırrı aslında şirketin kullanım ömrünü yitirmiş cihazları bir şekilde kampanya veya başka yollarda geri alabilecek bir sürecin canlandırılmasında yatıyor. GeriVerme programları artmadıkça yaygın bir çözüm olarak görmemiz pek mümkün gelmiyor bana.
Şimdi Bir kaç milyar Android Cihazın olduğunu düşünürsek gözleri Google’ın bu konuda ne yapacağına çevirebiliriz.