bp, 16. Petroleum Fuarı’nda bayileriyle birlikte dayanışma mesajı verdi
bp’nin 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı’ndaki karbon nötr standına gelen sektör iş ortakları ve bayiler, deprem sonrasında bölgeye ve bölgedeki sektör temsilcilerine nasıl destek olabileceklerini değerlendirirken akaryakıt sektörünün geleceğini konuştular.
bp, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 16-18 Mart tarihleri arasında gerçekleşen 16. Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipman, İstasyon Market Ürünleri ve Teknoloji Fuarı’na katıldı. Karbon nötr olması ile öne çıkan bp standını ziyaret eden bayiler, sektör iş ortakları ve ziyaretçilerle 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremin bölgeye etkisi, deprem sonrasında bölgeye yapılan destekler, bundan sonra yapılacaklar, akaryakıt sektörünün doğal afetlerdeki stratejik rolü ve son dönemde akaryakıt sektöründe meydana gelen gelişmeler konuşuldu.
Deprem sonrasında Türkiye’nin dört bir yanındaki bp bayileri ilk kez bir araya geldi
16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı’ndaki bp standı ülkenin dört bir yanında faaliyet gösteren bp bayilerini ve iş ortaklarını ağırladı. Özellikle yaşanılan büyük deprem felaketi sonrası ilk kez bir araya gelen sektör paydaşlarının ortak mesajı dayanışma oldu.
Standa gelenler dokunmatik kiosklarla istasyon dolaşma deneyimi yaşarken, Wild Bean Cafe alanında da istasyonlarda bulunan ürünler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Taşıtmatik iş birimi ve bp’nin madeni yağ markası Castrol de fuarda bp standının önemli köşelerinden oldu. Fuar boyunca iş ortakları ve bayiler ile güçlü iş birliğinin devamlılığı vurgulandı.
“Sektörümüz birlikte daha güçlü”
25 yılı aşkın süredir sektörün en büyük oyuncularını bir araya getiren fuar olan 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı’nın 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından düzenlenen en önemli etkinliklerden biri olduğunu belirten bp Türkiye Perakende Akaryakıt Operasyon Direktörü Ersin Akmanoğlu,
“Ülkemizde meydana gelen deprem felaketi hepimizi derinden sarstı. Tüm sektör olarak, bölgeye ve bölgede yaşayan vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek için ilk günden itibaren tüm imkanlarımızla sahadaydık. Sektörümüzün en önemli etkinliklerinden biri olan 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı’nda da tüm iş ortaklarımızla ne kadar güçlü olduğumuzu ve elimizdeki imkânlarla ülkemizin bize ihtiyaç duyduğu her alanda neler yapabileceğimizi ortaya koyduk. Bu fuarı özellikle sektörümüzle ve bayilerimizle bir araya gelmek açısından da çok önemli bir fırsat olarak görüyorduk. Bizim için önemli olan diğer bir yanı ise bölgeden gelen bayilerimizle karşılıklı konuşabilmekti. Meydana gelen büyük deprem felaketinin ardından bayilerimizin karşı karşıya kaldıkları zorlukları kendilerinden duyabilmek bu fuara asıl geliş sebebimizdi. Yaşadığımız deprem felaketinin ardından yapılabilecekleri konuşurken her zaman yanlarında olacağımızı da özellikle vurguladık. Çünkü bu felaketin üstesinden ancak birlikte gelebiliriz. Ayrıca fuar boyunca bayilerimiz başta olmak üzere tüm sektör paydaşlarımızla önümüzdeki dönemde yapılacakların üzerinde de durduk” dedi.
“Yaraları sarmak için birbirimize destek olmalıyız”
Yaşanan deprem felaketinden sonra 16. Uluslararası Petroleum İstanbul Fuarı’nda sektördeki tüm iş ortaklarıyla buluşmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade eden bp Türkiye Ülke Başkanı Tümkan Işıltan ilk günden itibaren tüm kamu otoriteleri ve STK’ler ile uyum içinde çalıştıklarının altını çizdi. Bu fuar ile birçok ulusal ve uluslararası iş birliğinin de temellerinin atıldığını söyleyen Işıltan;
“Sektörün tüm bileşenleri fuarda bir araya geliyor. Bu sektör için büyük bir şans. Çok büyük bir alanı etkileyen deprem felaketinin ardından bölgeye yapılan yardımların devamlılığının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Depremin hemen ardından tüm odağımızı bölgeye yönlendirdik. Bundan sonra da bp olarak tüm iş kollarımızla ve tüm kalbimizle bölgede olmaya devam edeceğiz. Yaraları ancak birbirimize destek olarak iyileştirebileceğimizin bilinciyle hareket ediyoruz” dedi.
11 ili etkileyen deprem felaketinin tüm ülkeyi derinden sarstığını, bp Türkiye ve Castrol olarak deprem bölgelerine kesintisiz enerji sağlamak ve afet çalışmalarına destek olmak için yoğun bir çaba gösterdiklerini belirten Işıltan,
“bp ve Castrol olarak bölgede yürütülmekte olan yardım çalışmalarına katkı sunmak amacıyla 5 milyon dolarlık bir destek paketi açıkladık. Bu destek arama-kurtarma ve yardım çalışmalarının yanı sıra bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla hastanelerin de çok ihtiyaç duyduğu akaryakıt ve madeni yağ tedariki ile AFAD ve AHBAP Derneği aracılığıyla bölgenin öncelikli ihtiyaçlarında kullanıldı. Ayrıca bp ve Castrol çalışanları da bu felakette ülkemizin yanında olmak için bir yardım kampanyası başlattı. Dünya genelindeki bp ve Castrol çalışanlarının, afetle mücadele için insani yardım kuruluşlarına yapacağı bireysel bağışlara bp Vakfı da aynı oranda ek bağış yaparak destek oluyor. Yetkili birimlerin yönlendirmesiyle bölgedeki hastanelere jeneratör ve ambulans yakıtı desteğinde bulunduk. Bu noktada AFAD ile koordine bir şekilde çalışmaya da devam ediyoruz” diyerek bundan sonraki dönemde de bölgeye desteklerini sürdüreceklerini söyledi.
Enerji dönüşümünün fuarın önemli başlıklarından biri olduğuna değinen bp Türkiye Ülke Başkanı Tümkan Işıltan, deprem ve sel gibi enerjinin iletilmesinde ve üretilmesinde kesintilere yol açan doğal afetlerin devletler ve kurumların daha hızlı bir şekilde bu konuya eğilmelerine neden olacağını düşündüğünü vurguladı.
Rusya-Ukrayna savaşının bir sonucu olarak da enerji güvenliğine daha fazla odaklanılmasının, ülkelerin büyük bir kısmının yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer fosil olmayan yakıtlardan üretilen yerli üretim enerjiye erişimi artırmaya çalıştıkları için enerji dönüşümünü hızlandırma potansiyeline sahip olduğunu da belirterek;
“Son yıllarda uygulanan küresel enerji politikaları ve enerji üzerine yapılan tartışmalar enerji sistemini karbonsuzlaştırmanın ve net sıfıra geçişin önemine odaklanıyor. Meydana gelen olaylar enerji arzındaki küçük kesintilerin bile nasıl ciddi ekonomik ve sosyal maliyetlere yol açabileceğini gösteriyor. Geçiş süreci, enerjinin güvenliği ve karşılanabilirliğini de dikkate almalı. Başarılı ve kalıcı bir enerji dönüşümü için enerji trilemması olarak adlandırılan güvenli, uygun fiyatlı ve düşük karbonlu üretim ele alınmalı” dedi.