Cisco araştırması: İş hayatının kırmızı çizgisi gizlilik
Cisco’nun 27 ülkede 5 bin kadar çalışanla yaptığı 2022 Veri Gizliliği Karşılaştırmalı Araştırması’na katılanların yüzde 90’ı, veri gizliliğini artık iş hayatı için zorunluluk olarak görüyor. Şirketler gizlilik yatırımlarını sürdürürken, yapılan harcamanın ortalama 1.8 katı kadar da yatırım getirisi elde ettiklerini ifade ediyorlar. Daha fazla şeffaflık isteyen müşteriler, verilerinin yapay zekâ ve otomatik karar verme sistemleri tarafından kullanılması konusunda ise kaygılı.
CISCO, dünya genelinde gizliliğin şirketler üzerindeki etkisini ve şirketlerin veri gizliliğine ilişkin görüşlerini değerlendirdiği yıllık 2022 Veri Gizliliği Karşılaştırmalı Araştırması‘nı yayımladı. Farklı kıtalardan 27 ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 90’ı veri gizliliğini olmazsa olmaz olarak değerlendirdi. Anket ayrıca, gizlilik yatırımlarının yükselmeye devam ettiğini ve şirketlerin gizlilik harcamalarından yüksek yatırım getirisi sağladığını da ortaya koydu.
Gizlilik, ürün satın alma tercihinde belirleyici faktör
Gizlilik günümüzde iş hayatı için bir öncelik olmanın ötesinde bir zorunluluk ve müşteri güveninin kritik bir bileşeni haline geldi. Cisco araştırmasında üst üste ikinci yıl, katılımcıların yüzde 90’ı, verilerini yeterli düzeyde korumayan bir şirketten ürün veya hizmet satın almayacağını, yüzde 91’i ise satın alma kararı vermelerinde bağımsız gizlilik sertifikalarının önemli olduğunu ifade etti.
Cisco Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Siber Güvenlik Direktörü Fady Younes da konu hakkında şunları söyledi:
“Araştırmanın sonuçlarına göre gizlilik, güvenlik çalışanları için giderek daha temel bir sorumluluk haline geliyor. Bu yıl elde edilen bulgular, gizliliğin güvenlikle birleştirilmesi, finansal başta olmak üzere farklı faydalar da ortaya koyuyor. Gizlilik, boyutuna ve konumuna bakılmaksızın tüm işletmeler için önem kazanmaya devam ediyor.”
Gizlilik Yatırım Getirisi, harcamaların 1.8 katı
Gizlilik Yatırım Getirisi, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için daha fazla fayda sağlarken, üç yıldır yüksek düzeyde seyrediyor. Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası, özellikle satış gecikmelerini azaltma, veri ihlallerinden kaynaklanan zararları minimize etme, inovasyonu destekleme, verimlilik sağlama, müşterilerle güven inşa etme ve şirketi daha cazip kılma konusunda gizlilikten önemli ölçüde iş değeri elde ettiğini kaydediyor
Ankete katılanlar, yatırımların getirisinin yapılan harcamaların ortalama 1.8 katı olduğunu da ifade ediyor. Bu hâlâ cazip bir oran olsa da geçtiğimiz yılın (harcamaların 1.9 katı) biraz altında. Bu durumun olası nedenleri arasında, pandemi, yeni mevzuata uyum sağlama, uluslararası veri aktarımlarına ilişkin belirsizlik ve verileri yerelleştirme talebinin giderek artması yer alıyor.
Dünya genelinde gizlilik yasaları olumlu karşılansa da bu yasalara uymak genellikle önemli ölçüde çaba ve masraf (veri kataloglarının oluşturulması, işleme faaliyetlerinin kaydının tutulması, kontrollerin uygulanması- tasarım kaynaklı gizlilik, kullanıcı taleplerine yanıt verilmesi vs.) gerektiriyor. Kurumsal katılımcıların yüzde 83’üne göre, gizlilik yasaları olumlu bir etki sağlarken, yalnızca yüzde 3’ü yasaların etkisini olumsuz buluyor.
Hükümetler ve şirketler daha fazla veri koruması talep ederken, aynı zamanda veri yerelleştirme uygulamalarını da hayata geçiriyor. Ankete katılanların yüzde 92’si bunun şirketleri için önemli bir sorun haline geldiğini ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 88’i de yerelleştirme gereksinimlerinin operasyonlarına önemli bir maliyet yükü bindirdiğini söylüyor.
Müşterilerin yapay zekâ kaygısı
Son olarak, verilerin kullanımı konusunda, ankete katılanların yüzde 92’si şirketlerinin verileri yalnızca sorumlu bir biçimde kullanma yükümlülüğü olduğunu dile getirirken, buna yakın bir oranda (yüzde 87) katılımcı da karar verme süreçlerinin müşteri beklentilerine göre otomatikleştirilmesini sağlamaya yönelik süreçleri halihazırda uyguladıklarını ifade ediyor. Buna karşılık, Cisco’nun 2021 Tüketici Gizlilik Anketi, daha fazla şeffaflık talep edildiğini ve katılımcıların yüzde 56’sının yapay zekâ ve otomatik karar verme süreçlerinde verilerinin kullanılmasını kaygı verici bulduğunu ortaya koyuyor. Yüzde 46’sı ise şirketlerin hangi verileri topladığını ve bu verilerle ne yapıldığını bilmemeleri gerekçesiyle, verilerinin yeterince korunmadığını düşünüyor.