Dijital dönüşümü gerçekleştiremeyen lojistik firmalarının ömrü 5 yıldan kısa
Dijital dönüşümü gerçekleştiremeyen, operasyonlarını etkili yönetemeyen ve geleneksel yöntemlerle iş yapmaya devam eden lojistik firmalarının, dijital forwarderlar ile rekabet edemeyeceklerinden önemli bir kısmının 5 yıllık bir ömrü bile kalmayabilir.
Ülkemizin yanı sıra dünyada lojistiğin dijital platformu olarak konumladıklarını anlatan Tırport kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları söyledi:
“Biz Tırport olarak, dünyanın en geleneksel işlerinden birisi olan lojistik işini dünyanın en ileri teknolojilerini kullanarak yapan bir teknoloji firmasıyız. Bu konumlanma ve gücün, rekabette bize sağladığı avantajları çok iyi biliyoruz. Başkalarının yüzlerce kişiyle yürüttükleri ve denetledikleri operasyonları biz sadece bir düzine insan ile yapabiliyoruz. Dijital erişim gücümüzle, yüz binin üzerinde üye kamyoncumuza 7/24, gerçek-zamanlı, konum-tabanlı ulaşabiliyor ve onlardan istifade edebiliyoruz. 2024 yılı başında Fibabanka ile yaptığımız ortaklık ile kamyoncuların navlun ödemelerini peşin alabilmeleri konusunda büyük bir iş birliğine imza attık. Günde birkaç milyon dolar ödemeyi Fibabanka güvencesinde yapabilir hale geldik. Tüm bu avantajlarımızla 3 yıl içinde 800 milyon dolar üzerinde bir ciroya ulaşmayı, 5 yıl içinde bu coğrafyanın en büyük lojistik aktörlerinden birisi olmayı hedefliyoruz.” dedi.
Nakit akışını yönetemeyenler batışa sürüklenebilir
İçinde bulunduğumuz dönemde nakit akışının önemli olduğunun altını çizen Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti:
“Cari sektörde, nakit akışı çok önemlidir. 100 milyon dolar ciro yapsanız da eğer çevirmeniz gereken kritik bir 3 milyon doları bir ay içinde çeviremezseniz işi batırırsınız. Firmaların öncelikle etkili maliyet kontrolü yapması, olması gerekenin üzerinde varlık yatırımına girmemesi ve proje karlılıklarını çok iyi analiz etmesi gerekiyor. Devam eden enflasyonun, maliyete ve finansmana etkilerini dikkate almayan proje öngörüleri, firmaları batırabilir. Yüksek hacimli nakliye ihalesi aldığına sevinen bir firma, nakit açığına düşerse, artacak finansman maliyetleri batışa sürüklenebilir. Bir diğer konu, Türkiye’de yollardaki kamyonların %85 şahıslara aittir. Günlük gerçekleştirilen kontratlı taşımaların %80’i bireysel kamyonlarla yapılıyor. Bireysel kamyonlar ancak peşin çalışabiliyor. Bunu fonlayamayan bir lojistik firması, bu kaynaktan istifade edemez. Dolayısıyla birçok lojistik firması, uygun maliyetli finansmana ulaşamadığından karlılık eşiğini kaybettikleri için kontrat lojistiği yapamaz hale gelmiştir. Kilitlenme artıyor. İş yapamadığında da tüm genel gider yükü, firmanın üzerine yük olarak kalıyor. İflas eden firma sayısında artışlar görülmesi, kaçınılmaz hale gelecek gibi görünüyor.” diye konuştu.
Ana sorunun, birkaç yıldır devam eden yüksek enflasyon, resmi enflasyondan daha çok artan maliyetler ve bankalar üzerinden finansmana erişimin gittikçe güçleşmesi olarak tanımlanabileceğinin de altını çizen Dr. Akın Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Finansmana rahat ulaşamayan lojistik firmaları, işletme sermayesi yetersizliğinden, kamyoncu ödemelerini peşin yapamayınca uygun fiyatlı nakliye tedariğinde zorlanmaya başladılar. Bu durum da, sektörde ön plandaki bazı lojistik firmalarında bile ciddi ödeme sıkıntılarının ortaya çıkmasına sebep oluyor. Nakit akışını yönetemeyen ve uygun maliyetli finansmana ulaşamayan lojistik firmalarının bazıları, bu yıl ve önümüzdeki yıllarda operasyonlarına son verme kararı alabilirler.” şeklinde sözlerini tamamladı.