Türk mikromobilite girişimi hop, Beemobs iş birliği ile Eskişehir operasyonunu karbon nötr hale getirdi!
Türkiye’nin önde gelen mikromobilite girişimi hop ile şehir içi elektrikli mikro taşımacılık çözümleri sunan Beemobs arasında operasyonel olarak sıfır karbon dönüşümüne yönelik uzun soluklu bir iş birliği anlaşması imzalandı.
Bugün itibariyle 3 ülke, 21 şehre ulaşan hizmet bölgesi ile Türkiye’nin hizmet alanı en geniş mikromobilite girişimi hop, uzun dönem sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik iş birliklerine imza atmaya devam ediyor. Bu çerçevede, mobilite girişimi ulaşımda sıfır karbon vizyonuna paralel olarak saha operasyonlarında kullandığı araçlardan kaynaklı karbon emisyonunu azaltmak için tamamı Türkiye’de üretilen ve şehir içi mikro taşımacılığa yeni bir soluk getiren Beemobs ile iş birliği yaptı.
Ulaşım kaynaklı çevre kirliliği ile mücadele etme hedefiyle kurulan hop, Türkiye, Karadağ ve Yunanistan’da hizmete sunduğu paylaşımlı scooterlar ile 21’den fazla şehirde kısa mesafe ulaşıma yenilikçi ve çevreci bir alternatif sunuyor. Bu yıl içerisinde karbon nötr olmaya yönelik çalışmalarına ağırlık veren girişim, günlük operasyonlarından kaynaklı çevresel etkilerini azaltıp gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakma hedefini Beemobs ile yaptığı iş birliği ile bir adım daha ileriye taşıyor.
Ortak sürdürülebilirlik vizyonunu paylaşan iki marka, iş birliği kapsamında Ankara’da farklı saha koşullarında test edilip, başarıyla tamamlanan 6 aylık pilot sürecin ardından Beemobs’un %100 elektrikli aracı bee1’i, hop’un operasyon filosuna dahil etti. İlk aşamada Eskişehir operasyonunda kullanılmaya başlayan bee1 ile hop’un faaliyetleri için gerekli saha operasyonlarının tümü elektrikli araçlarla yapılmaya başlandı.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan hop’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Yiğit Kipman,
“Bu iş birliği, operasyonlarımızı tamamen elektrikli hale getirme hedefimize ulaşmak için attığımız önemli bir adım. Biz hop olarak şehirlerde araç bağımlılığının önüne geçerek insanları kısa mesafe ulaşımda çevre dostu, paylaşımlı, elektrikli hafif araçlarımıza yönlendirdik, bir dönüşümün öncüsü olduk. Paylaşımlı elektrikli araçların üretiminden günlük operasyonuna, ömür sonu geri dönüşümünden şarj için yenilenebilir elektrik kaynakları kullanılmasına kadar faaliyet alanımızın tüm alanlarında sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz. Faaliyetlerimizin her alanında taşıdığımız sürdürülebilirlik vizyonunu şirket DNA’mıza işlemek istiyoruz. Beemobs ile iş birliğimiz ile de hem bu vizyon doğrultusunda bir adım daha kat etmiş olmaktan hem de ülkemize ve doğaya katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Karbon nötr bir firma olma yolunda çalışmalarına hızlanarak devam edeceklerinin altını çizen Kipman,
“2019’dan bu yana 2 milyonu aşkın kullanıcımız ve paylaşımlı araçlarımız ile gerçekleştirdiğimiz on milyonlarca yolculuk sayesinde 3.500 tondan fazla karbon tasarrufu yapılmasına aracı olduk. Beemobs ile yaptığımız bu uzun soluklu iş birliği ile de hem yurt içi hem de yurt dışı operasyonlarımızda kullandığımız tüm operasyonel araçların elektrikliye dönüşeceği bir döneme giriyoruz. 2025’e kadar operasyon filomuzda tam elektrifikasyon hedefliyoruz.” sözlerini kullandı.
Ulaşımda sıfır karbon başlığı içerisinde fosil yakıtlı araçlara olan bağımlılığı bitirerek elektrifikasyon sürecini hızlandırmak yer alıyor. Türkiye’de fosil yakıtlı araçların sayısı artmaya devam ederken, ülkemiz önemli bir çevresel tehlike ve iklim kriziyle karşı karşıya. Türkiye İstatistik Kurumu‘nun son verilerine göre trafiğe kaydı yapılan toplam taşıt sayısı Temmuz 2023’de geçen yılın aynı ayına göre %107,5 arttı. Ocak-Temmuz 2023 döneminde trafiğe kayıtlı olan otomobillerin %88’ini fosil yakıtlı araçlar oluştururken, elektrikli araçlar sadece %3,4 olarak kaydedildi.
Ulaşım kaynaklı karbon emisyonlarının hızla artmaya devam ettiğini gösteren bu istatistiklere karşı, şehir içi kısa mesafe ulaşımının bir alternatifi olarak mikromobilite pazarı dünya çapında hızlı büyümesini sürdürüyor. Türkiye’de bu pazarda öncü konumda olan hop, sürdürülebilirlik ilkesini iş modelinin temelinde bulunduruyor.
İklim kriziyle mücadele etmek için çevre dostu ve yaya odaklı kentlerin önemi artıyor. Elektrikli mikromobilite çözümleri ise odağına sürdürülebilirliği alırken hem trafikte zaman kaybının hem de ulaşımdan kaynaklı karbon salımının azaltması noktasında toplumsal faydayı gözetiyor.