Merkeziyetsiz blokzincirleri kriptodaki krizlere çözüm olmaya aday!
Dünyanın en büyük merkezi kripto para borsalarından biri, geçtiğimiz haftalarda çökerek milyarlarca dolarlık zarara sebep oldu. Kripto ekosisteminde Sam Bankman-Fried tarafından kurulan FTX ve ona bağlı 100’ü aşkın şirketin iflas koruması başvurusunda bulunması, kripto ekosistemindeki güveni derinden sarstı. Günümüz dünyasını ve geleceği hızla şekillendiren teknolojik gelişmeler, gerisinde kalmanın mümkün olmayacağı bir güce dönüşmüşken, kripto dünyasında birbiri ardına gelen teknolojik gelişme ve haberlerle durmaksızın konum almayı gerektiren bir yoğunluğa sebep oldu. Gelişmelerden sonra Bitcoin son iki yılın en düşük seviyesini görürken, merkeziyetsiz borsalara olan ilgide önemli bir artış gözlendi. Token Terminal verilerine göre merkeziyetsiz kalıcı borsalarda günlük işlem hacmi, Mayıs 2022’deki Terra krizinden bu yana en yüksek günlük işlem hacmi olan 5 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Özerk yapıların blokzincirinin temel değer vaadi olduğuna inanan merkeziyetsiz Parex ekosistemi, kendine ait blokzinciri Parex Chain’i aralık ayı sonunda yayına alacağını duyurdu. Bu gelişmeyle birlikte Parex’in kripto para birimi Parex Coin’in tüm madencilik faaliyetleri de Parex Chain’de gerçekleştirilecek. Böylece merkeziyetsiz blokzinciri teknolojisiyle son dönemde merkezi borsalarda yaşanan krizlerin üstesinden gelme potansiyeli taşıyan bir alternatife daha imza atılabileceği belirtiliyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Parex Project Türkiye ve MENA İş Geliştirme Büyüme Direktörü B. Ümit Avşar,
“Aralık ayı içinde test sürecini başlatacağımız ve 2023 başlarında genel kullanıma açacağımız Parex Chain, merkeziyetsiz bir yapıda oluşturduğumuz Parex Market’in kendine ait blokzinciri ağı olarak konumlanıyor. Merkeziyetsizlik ve topluluk odaklı özerk organizasyon (DAO) vaatlerini gerçekleştirecek olan Parex Chain’in yayımlanmasından sonra, Parex’in kendine ait kripto para birimi olan ve toplam arzı 77 milyon ile sınırlanan Parex Coin’in tüm madencilik faaliyetleri de bu ağa taşınacak” dedi.
Projelere fon desteği sağlanacak
Parex Chain üzerinde yürütülen işlemlerden elde edilen komisyonların tamamının toplulukla paylaşılacağının altı çiziliyor. Projenin kendine ait para biriminin yakılarak üretildiğini, bu noktada arzın kısıtlı bir biçimde arttığını ve gerçek anlamda topluluk odaklı bir yapı kurulabildiğini vurgulayan B. Ümit Avşar,
“Kurulduğu günden bu yana topluluk odağından vazgeçmeyen Parex projesi, 4 farklı blokzinciri ağında köprüler kurarak çalışıyor. Daha önceden bir ön satış veya talep toplama gibi bir süreç yaşanmadığı için, halihazırda Parex Coin’ler çoğunluğu madencilerden oluşan topluluğun elinde tutuluyor. Merkeziyetsiz özerk organizasyon (DAO) yapısıyla faaliyet gösterecek olan Parex Chain’in kullanıma açılmasıyla, blokzinciri üzerinde gerçekleştirilen madencilik faaliyetinden elde edilecek gelirler topluluk ve madencilerle paylaşılmaya devam edecek. Ayrıca bu süreçte Parex Coin, Coinmarketcap ve Coingecko gibi platformlarda ilk 10’da sıralanan pek çok merkezi borsada da listelenecek. İlerleyen dönemde Parex Market içinde NFT Marketplace ve Swap platformu da devreye alınacak. Öte yandan Parex Chain içinde proje geliştiren topluluk üyelerine de fon ve teknoloji desteği sağlanacak” dedi.
“Çevre dostu, hızlı, güvenli ve topluluk odaklı bir blokzinciri”
Parex Chain’in hız, kolaylık ve güvenlik gibi özelliklerinin yanı sıra çevre dostu oluşu ile de alternatiflerinden ayrıştığına dikkat çeken Avşar, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Parex, bir yıl içinde 5 bin civarında madenci seviyesine ulaşarak madenci sayısını 17 kat artırdı. Bu büyümeden, çabamızın toplulukta gerçek ve güçlü bir karşılık bulduğunu görüyoruz. Bu işlevsel ve açık döngü sonucunda da ekosistemin ürettiği değeri yine toplulukla paylaşıyor, blokzinciri ağı içinde oluşturulacak diğer projelerin de bu gelir modelinden yararlanmasını mümkün kılıyoruz. Başından bu yana tutarlı ve şeffaf bir yapıda adımlar atan Parex projesi, topluluk ve güven odağından şaşmadan ilerliyor. Ortak geleceğimizin ve dünya dostu teknolojilerin ihtiyaç duyduğu bakış açısı da ancak bu zeminden şekillenebilir.”