Olumsuz Davranışlarımız Çocukluk Travmalarına Mı Bağlı?
“23 Nisan ruhunu daima yaşatarak bu değerli bayramın sadece tüm dünya çocuklarının değil, içindeki çocuğu yaşatan herkesin bayramı olduğunu göstermek en büyük hedefler arasında” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Kln. Psk. Melis Ünlü, çocuk psikolojisi hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
“Çocukluğuna inelim’’ cümlesi psikolojiye dair en çok tekrar edilen, bilinen ve klişe olarak adlandırılabilecek cümlelerden biridir. Bireyleri psikolojik herhangi bir sorun ile yan yana koyuyorsak çocukluğunda bir pürüz arıyor, acaba yolunda gitmeyen ne var merakı ile oraya dönüp bakmak istiyoruz. Çok da haksız sayılmayız çünkü gelişim psikolojisinin konusu olan kalıtım / çevre tartışmalarından çok iyi biliyoruz k; gelişim süreci biyolojik, zihinsel ve sosyo-duygusal üç ana başlıkta incelenirken ailemizi, sosyal çevremizi ve genlerimizi içeriyor. Saydığım üç etken masum ve zararsız gibi görünse dahi çalışmalara göre anne babalar kendi öğretilerini çocuklarına aktarmakta pek kararlı oluyorlar. Söz konusu anne baba tutumlarıyla gerçekleştirilen bu aktarım isteği çocukların ileri yaşantılarında benlik saygısı, saldırganlık, akademik başarı, kaygı, kendini kabul, genel psikolojik uyum gibi konularda çeşitli sorunlar yaşamasına sebep olabiliyor.
Demokratik/dengeli anne baba tutumu
Anne baba tutumları ile ilgili literatüre kazandırılan kavramlar demokratik / dengeli (authoritative), yetkeci / otoriter, ve izin verici olarak üç temel başlıkta incelendiğini görüyoruz. Demokratik / dengeli anne baba tutumunda aile içi karşılıklı iletişim dengesi bulunur, çocuğun duygusal olarak beslenebildiği ve belirli sınırlar çerçevesinde kendi özgürlüğüne sahip olduğu bir aile ortamı aynı zamanda gerekli miktarda disipliner bir yapıya sahiptir.
Yetkeci anne baba tutumu
Yetkeci anne baba tutumu, çocuğun duygusal olarak destek göremediği, disiplinin oldukça baskın olduğu, anne babaların kesin itaat beklediği tutum temsilidir.
İzin verici anne baba tutumu
Son olarak izin verici anne baba tutumu, çocuğa karşı gerekli sevgi ve ilgiyi içerisinde barındırır ancak çocuğa dair herhangi bir kontrol veya sınır mekanizmasını barındırmaz.
Gördüğünüz gibi üç farklı temel kavramda günümüzün anne baba tutumlarının kısa bir özetinden bahsettik. Basitçe kategorize edecek olursak ilkinde hem otorite hem de sevgi dengede, ikincisinde sevgiden yoksun ve otorite ağırlıklı bir tutum görüyoruz ve sonuncusunda ise sevgiyi içerse dahi çocuğun ihtiyacı olan gerekli sınırlamalar ve disiplin ihmal edilmiş durumda. Bu tutumların çocuklarda ne gibi etkileri olabileceğine baktığımızda demokratik / dengeli anne baba tutumuna sahip olan çocukların ileri yaşantılarında akademik, sosyal ve psikolojik anlamda çok olumlu ve iyi davranışlar sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yetkeci anne baba tutumuna sahip çocukların yaşantısında aynı avantajlardan bahsetmek maalesef mümkün değil, sevgisizliğin ve itaat mecburiyetinin var olduğu bir çocukluğun sonucu düşük benlik saygısı, kaygı, korku, yüksek onaylanma ihtiyacı ve psikolojik uyum sorunları gibi olumsuzlukların yaşanabileceğini biliyoruz.
İzin verici anne baba tutumu ile büyümüş kişilerin yaşantılarında ise kendini ve hayatını düzenleme, sorumlulukları alma ve yönetebilme, duygularını ifade edebilme & yönetebilme konularında sorun yaşıyorlar. Öte yandan yetkeci aile yapısından gelen bireylerin ailelerini demokratik algılayan bireylere göre daha fazla psikolojik rahatsızlık (depresyon, madde bağımlılığı, saldırganlık, kaygı) geliştirme riski ortaya çıkıyor.
Çocuklarınıza sevgi aşılayın
Çocukların dünyaya boş bir beyaz sayfa olarak geldiğini unutmayalım. Siz çocuğunuzun eline sevgi, saygı, güven, destek gibi güzel, olumlu duyguları yani rengarenk kalemleri verirseniz çocuğunuzun ileride rengarenk, güvenli ve kendine yetebilen bir birey olduğunu gurur ve mutlulukla izleyebilirsiniz. Fakat bunun tam tersi bir yol seçip çocuğunuzun ellerine, yüreğine korku, nefret, kaygı, güven eksikliği, yani kapkara kalemler verirseniz ortaya çıkan bireye ne siz ne bireyin kendisi ne de toplum ferahlıkla bakabilecek. Her canın hak ettiği gibi çocuklarımız sevilmeyi, sayılmayı, korunmayı, güven duygusunu hak ediyor. Sadece 23 Nisanlarda değil her gün çocuklarımızı sevip, sayıp, koruyup kollayacağımız, hayatlarını bayrama çevireceğimiz günlerin umudu ile…