Philip Morris Türkiye’den yerli girişimlere iş birliği çağrısı
Tarladan bayiye dijital dönüşüm yolculuğu…
Türkiye girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin buluşma noktası olan Webrazzi Summit 2022’de konuşan Philip Morris Türkiye Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren, konferansın “Tarladan Bayiye Dijital Dönüşüm” başlıklı bölümünde şirketin 2016 yılından bu yana sürdürdüğü dijital dönüşüm yolculuğunun detaylarını aktarırken, yerli girişimleri, iş birliği fırsatlarını değerlendirmek üzere tanışmaya davet etti.
Türkiye’nin lider girişimcilik ve teknoloji konferansı Webrazzi Summit 2022, 12 Ekim Çarşamba günü hem online hem de fiziksel olarak gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi birbirinden önemli yerli ve yabancı konuşmacılara ve binlerce katılımcıya ev sahipliği yapan konferansın “Tarladan Bayiye Dijital Dönüşüm” başlıklı bölümünde konuşan Philip Morris Türkiye Genel Müdürü Filiz Yavuz Diren, şirketin uçtan uca (E2E) dijitalleşme yolcuğundan, öğrenimlerinden ve gelecek vizyonundan söz etti.
“Dijital dönüşümle paydaşlara sağlanan fayda çok kıymetli”
Dijitalleşme yolculuklarında dönüşüm heyecanını, 150 bin bakkal esnafının, 60 bin tütün çiftçisinin, iş birlikleri yaptıkları start-upların, hızlı tüketim ürünleri alanında faaliyet gösteren diğer büyük ölçekli şirketlerin de dahil olduğu çok büyük bir ekosistem içinde yaşadıklarını söyleyen Diren, “Günümüzde herkes için dijital çözümler mevcut, önemli olan bu alana gerekli zamanı ve kaynağı ayırmak. Bizim için tarladan bayiye tedarik zincirimizin tamamında dijital dönüşüm ve bu sayede tüm paydaşlara sağlanacak fayda çok kıymetli” dedi.
Uçtan uca dijital dönüşüm
Tarlada başlayan dijital dönüşümde tütün tedarikçileri ile birlikte çalışarak, dijital tarım çözümlerini birlikte hayata geçirdiklerini, ilaçlama ve sulama için en doğru zamanlamanın tespit edilip, tarla ve üründen alınan verimin maksimize edildiğini anlatan Diren konuşmasında, tütünün fabrikaya ulaşmasından sonra devam eden dijital yolculuğuna da değindi. Dünyanın en büyük Philip Morris üretim tesislerinden biri olan İzmir’deki fabrikada yapay zekâ, makine öğrenimi ve bulut bilişim teknolojilerinden faydalanarak “Geleceğin Üretim Modelleri”ni kurguladıklarını anlattı.
Dönüşüm yolculuğunda olası sinerjilere açık olduklarını, fabrikada üretilen ürünün dağıtımı sürecinde de yeni iş birlikleri için fırsatlar yarattıklarının altını çizen Diren, kendi bünyelerinde hayata geçirdikleri dijital lojistik ağı paylaşım platformu sayesinde benzer istikametlerde yük taşıyan diğer firmalarla bu sistemi paylaşarak tırların boş dönmesi yerine daha verimli kullanılmasını sağladıklarını, böylece hem karbon ayak izini ve maliyetleri azalttıklarını hem de paydaşlar için değer yarattıklarını sözlerine ekledi.
Dijital platformları sektöre yön veriyor
Ürünlerini ülke çapında tüketici ile buluşturan 150 bin geleneksel esnafı dijital platformlar sayesinde çağın gereklilikleri ile buluşturduklarını belirten Diren, “150 bin bakkal esnafımız ile ticari faaliyetlerimizin yüzde 90’ından fazlasını dijital platformumuz üzerinden yürütüyoruz. Veriyi merkeze alarak yapay zekâ, bulut ve görüntü tanıma gibi teknolojilerden faydalanarak geliştirilen bu platform sayesinde bakkallar e-sipariş üzerinden sipariş veriyor, ödeme işlemlerini gerçekleştiriyor, makine öğrenimli algoritmalar ile işlerini sürdürüyor” dedi.
Satış ekiplerini saha operasyonlarında desteklemek için geliştirdiği uygulamaları anlatan Diren, “Bakkallarımızın kullandığı bu platforma ek olarak, saha satış ekiplerimizi desteklemek için yerli start-uplarla iş birliği yaparak geliştirdiğimiz ATOM – ‘Gelişmiş Ticari Operasyon Modeli’mizi bir yıl önce uygulamaya aldık. Yapay zeka ve bulut bilişim teknolojilerinden beslenen sistemimiz sayesinde, saha satış ekibimiz hangi gün hangi müşterisini ziyaret etmeli, ne zaman ziyaret etmeli, hangi ticari araçlar ile işini yürütmeli gibi soruların cevabını data merkezli modelleme ile belirleyebiliyor” diyerek sözlerine devam etti.
Yerli girişimcilere iş birliği çağrısı
Tarladan bayiye uçtan uca dijitalleşme süreçlerini yerli start-up’larla yaptıkları iş birlikleri ile gerçekleştirdiklerini aktaran Diren şöyle konuştu, “Philip Morris Türkiye olarak, 2019 yılından beri farklı start-up ağları ile iş birliği içinde, çeşitli odak alanlarında faaliyet gösteren girişimcilerle tanışacağımız platformlar düzenliyoruz. Buralarda tanıştığımız bazı girişimcilerle ortak projeler yapıyoruz.”
Philip Morris International’ın farklı ülkelerde dönüşümlere katkı sağlayabilecek startup’lara yatırım yapmak için oluşturduğu PM Equity Partner (PMEP) adında 150 milyon dolarlık bir fon bulunduğunun bilgisini de veren Diren, “Perakende, yazılım, e-ticaret ve aklınıza gelebilecek birçok sektörde, dijital dönüşüm, yeni çalışma modelleri, tüketici ihtiyaçları gibi birçok alanda faaliyet gösteren start-up’ları bizimle tanışmaya ve bu fona başvuru yapmaya davet ediyoruz” diye konuştu.