Şubat 13, 2025

“SATIN AL VE SONRA ÖDE” Ödeme Yöntemleri İvme Kazanıyor!

“SATIN AL VE SONRA ÖDE” Ödeme Yöntemleri İvme Kazanıyor!

Hızla nakitsiz bir geleceğe doğru ilerlerken, 2025 yılı fintek dünyasında yapay zeka, gerçek zamanlı ödemeler ve yenilikçi teknolojilerle devrim yılı olmaya hazırlanıyor. PaybyMe CEO’su Eren Deyiş: “Modernizasyona yatırım yapanlar rekabet avantajı kazanacak, diğerleri ise geride kalacak.” diyor.

 

Yeni nesil ödeme sistemleri nakitsiz topluma geçiş yolunda tüm desteğini sürdürmeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz 2025 yılında da yine yeni nesil ödeme sistemleri çok konuşulacağa benziyor. Bu alanın uzman kuruluşlarından PaybyMe ise nakitsiz topluma geçişte, teknoloji kullanımının önemine dikkat çekiyor.

The Payment Association tarafında yapılan araştırma sonuçlarına göre 2025’te ödeme sektörü, gerçek zamanlı ödemelerde, yapay zeka araçlarında ve sesle etkinleştirilen teknolojilerde tüketici ve işletme etkileşimlerini yeniden şekillendiren gelişmeler görecek. Ödeme sektörünün, gerçek zamanlı ödemeler, abonelik yenilikleri ve yapay zeka destekli araçlar gibi trendlerin işletmelerin ve tüketicilerin etkileşimini yeniden tanımlamasıyla her zamankinden daha hızlı geliştiğine dikkat çeken PaybyMe CEO’su Eren Deyiş,

“Banka üzerinden ödeme çözümlerinden fütüristik sesle etkinleştirilen ödemelere kadar, 2025 önemli gelişmeler getirmeyi vaat ediyor. İşletmelerin yeni teknolojilere uyum sağlayarak ve müşterilerin artık talep ettiği sorunsuz, güvenli deneyimleri sunarak önde kalmaları gerekiyor. Biz de PaybyMe olarak bu yeniliklere ayak uydurarak daha üst seviye ürünlerle müşterilerimize hizmet vermeye devam etmeyi planlıyoruz” dedi.

“2025 fintek yılı olabilir”

Yeni nesil ödeme sistemlerinin 2025 yılında daha çeşitli ve tüketici odaklı olmaya devam edeceğine değinen Deyiş, bu konuda ise şunları söyledi: “Dijital cüzdanlar ana akım, ancak BNPL (şimdi satın al, sonra öde) gibi alternatif ödeme yöntemleri de ivme kazanıyorAçık bankacılık veya banka üzerinden ödeme, izlenmesi gereken bir diğer trend. Bu, gerçek zamanlı banka havalelerini zorunlu kılan Anında Ödeme Yönetmeliği (IPR) gibi düzenlemeler tarafından kısmen yönlendiriliyor. Bunlar yalnızca hızlı değil, aynı zamanda uygun maliyetli sistemler ve KOBİ ölçeğindeki işletmeler ve tabii ki kullanıcılar için harika bir haber. Genç tüketiciler özellikle kredi kartlarından ve yüksek faiz oranlarından kaçınırken anında ödemelere çekiliyor ve bu da Pay-by-Bank’ı e-ticaret ödemelerinde daha çekici hale getiriyor.”

Yapay zeka desteği önemli ölçüde artıyor

Yapay zeka, 2025’te de en dönüştürücü ödeme trendlerinden biri olmaya devam edecek. (Henüz) keşfedilmemiş insan uzmanlığından yararlanabilen yapay zeka modelleri gelecek yıl piyasaya sürülecek. Güvenlik duvarlarının ardında ve ödeme uzmanlarının kafalarında yaşayan ödeme bilgisi, LLM’leri (büyük dil modelleri) eğitmek için kullanılacak. Yapay zeka asistanları hıza değil doğruluğa göre ayarlanacak. Yapay zeka asistanlarının yardımıyla ödeme uzmanları, ödeme modernizasyon projeleri için belgeleri yarı sürede ve yarı maliyetle hazırlayacak, inceleyecek ve teslim edecek.

 

Bu çoklu ajanlı yapay zeka modelleri 7×24 çalışacak ve analistlerin tasarıma ve incelemeye odaklanmasını sağlayacak. Yazmanın sıradanlığından kurtularak, üretkenlik ve zaman avantajları muazzam olacak. Günümüzde bankaların yüzde 54’ü yaklaşan ödeme modernizasyon projelerinde yapay zeka kullanmayı planladıklarını söylerken, yüzde 62’si ise teknolojiyi aktif veya agresif bir şekilde kullanıyor.

 

Bankaların 2025 yılında yapay zekayı bir iş stratejisi olarak benimsemesi gerektiğini değerlendiren Deyiş, sözlerine şu şekilde son verdi: “İşletmeler, ancak yapay zekaya yatırılan milyarları değerlendirir, mevcut araçları kullanır ve sektör bilgisi toplarsa 2025 yılındaki değişim hızına ayak uydurma şansına sahip olabilecek. Anında ödeme sistemlerinin hızlı evriminden, AI ve Açık Bankacılığın dönüştürücü potansiyeline kadar, değişim hızı yavaşlama belirtisi göstermiyor. Ancak, bu gelişmeler daha sıkı düzenleyici son tarihler, artan dolandırıcılık endişeleri ve sınırlar arasında daha fazla birlikte çalışabilirlik ihtiyacı gibi zorluklarla birlikte geliyor. Modernizasyona yatırım yapan, son teknolojiyi kullanan ve iş birliğini destekleyen kurumlar rekabette bir adım önde olacak. Bunu yapmayanlar ise geride kalacak.”