Siber güvenlik, toplumun sürdürülebilirliği için gerekli
Siber güvenlik geleneksel olarak bir teknoloji sorunu olarak ele alındı. Ancak Fortinet’e göre, neredeyse tüm kritik altyapı ve hizmetlerin internete bağlı olduğu dijitalleşmiş bir dünyada yaşamak, siber güvenliğin bugün ve gelecekte toplumumuzun sürdürülebilirliği için temel bir unsur haline geldiği anlamına geliyor.
İlk bakışta siber güvenlik ve sürdürülebilirlik iki ayrı konu gibi görünebilir. İş perspektifinden bakıldığında, özellikle bir şirketin sürdürülebilirliğini ve uzun ömürlülüğünü sağlamak söz konusu olduğunda, sağlam bir siber güvenlik stratejisine sahip olmanın önemli faydaları var. Ancak siber güvenlik ve sürdürülebilirlik arasındaki bağlantılar çok daha derin. Siber güvenlik, herkes için güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak için gerekli bir koşul.
Dijital ekonomi ve her yönden birbirine bağlanmış toplum
Pandeminin hızlandırdığı toplumumuzun her yönüyle dijitalleşmesi, insanların dünyalarıyla (arkadaşlar ve aile, iş, eğlence, alışveriş, bankacılık ve daha fazlası) daha önce hiç mümkün olmayan şekillerde etkileşime girmelerini sağlıyor. Dünyanın dört bir yanındaki kamu ve özel sektör kuruluşları (başlangıçta dijitalleşmeyi en çok eleştirenler bile) birbirine bağlı bir toplumun faydalarını fark etmekte gecikmedi ve vatandaşlarına, çalışanlarına ve müşterilerine daha da fazla hizmet sunmak için dijital dönüşüm çabalarını hızlandırdı:
- Akıllı şehirler, kasaba ve şehirlerimizi daha verimli, daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı yaşanabilir yerler haline getirmek için birbirine bağlı elektrik şebekeleri, su şebekeleri, sanitasyon, aydınlatma, trafik yönetimi ve polis ve itfaiye gibi temel hizmetler sağlıyor.
- Akıllı binalar bağlantılı fiziksel erişim, ısıtma ve iklimlendirme, akıllı enerji tasarrufu ile emniyet ve güvenlik sistemlerini içeriyor.
- Akıllı ulaşım sistemleri, trafiği daha iyi yönetmek ve sürücülerin güvenliğini artırmak için akıllı araçların ulaşım şebekelerine bağlanmasını sağlıyor. Ayrıca yerel ve küresel olarak sevk edilen artan mal hacmini koordine ediyorlar. Ve insanların mahallelerinde veya dünyanın dört bir yanında güvenli ve hızlı bir şekilde hareket etmelerine yardımcı oluyorlar.
- E-sağlık hizmetleri, hasta ve yaşlılar ile uzak yerlerde yaşayan veya çalışanlar için evde bakımın verimliliğini artırmaya yardımcı oluyor. Mobil uygulamalar ve akıllı monitörler hastalara ilaçlarını almalarını ya da nabızlarını veya tansiyonlarını ölçmelerini hatırlatıyor. Doktorlar uzaktaki bireyleri değerlendirmek ve onlara bakım sağlamak için video ve veri akışını kullanabiliyor. Ve yapay zeka destekli teknolojiler, ameliyat da dahil olmak üzere daha güvenli ve daha etkili tıbbi prosedürleri mümkün kılıyor.
- Akıllı cihazlar sağlığımızdan programlarımıza kadar her şey hakkında gerçek zamanlı bilgiler sağlayarak çevremizdeki dünyayla etkileşime girmemize ve bunları kaydetmemize olanak tanıyor.
- Akıllı evler enerji tüketimini optimize eder, sezgisel eğlence sunarak ailelerin sağlık, güvenlik ve konforunu sağlamak için iklim ve güvenlik sistemlerini düzenliyor.
- Akıllı işletmeler müşterilere daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunabiliyor, envanterleri yönetebiliyor, kaynakları ve verileri erişim noktalarına daha yakın dağıtabiliyor, çalışanları kaynaklara bağlayabiliyor ve çalışanların ve yüklenicilerin uzaktan çalışırken üretken kalmalarını sağlayabiliyor.
- Bağlantılı kritik altyapılar taleplere daha duyarlı olabilir, değişen ortamlara uyum gösterebiliyor ve kesintiyi en aza indirmek için temel hizmetleri yeniden yönlendirebiliyor.
Tüm bu örnekler, dijitalin profesyonel, kişisel ve sosyal olmak üzere hayatımızın her alanına nasıl dahil olduğunu gösteriyor. Ve bu sadece bir başlangıç. Bu sistemler daha sofistike, kullanımı daha kolay ve giderek daha fazla birbirine bağlı hale gelmeye devam edecek.
Siber güvenlik eksikliği toplumu riske atıyor
Bugün artık toplumumuzdaki ve ekonomimizdeki neredeyse her işlem, enerji, su sistemleri, ulaşım, nakliye, tarım, telekomünikasyon, sağlık, gıda, bankacılık ve finans, devlet, alışveriş, eğlence ve kamu ve özel sektördeki acil durum hizmetleri dahil olmak üzere bu dijital altyapılara bağlı.
Bir siber saldırı bu kritik altyapıları hedef aldığında, ulusal güvenliği, ekonomiyi, bireysel güvenlik ve mahremiyeti ve iş istikrarı ve sürekliliğini de önemli ölçüde ve ciddi şekilde etkileyebiliyor. Dünya genelinde Colonial Pipeline fidye yazılımı saldırısı, enerji sağlayıcılarına yönelik casusluk ve SolarWinds saldırısı gibi son olaylar, bir siber saldırının sonuçlarının güvendiğimiz kritik altyapılar için ne kadar yıkıcı olabileceğinin sadece birkaç örneği.
Günümüzün dijital dünyasında siber güvenlik, ulusal güvenlik, dijital mahremiyetin korunması, bireylerin korunması, işletmelerin esnekliğinin sağlanması ve dijital güvenin sağlanması gibi toplumumuzun temel unsurlarının korunması ve sürdürülmesi için hayati önem taşıyor. Uygun yönetişim, araçlar ve süreçler kullanarak siber güvenlik konusunda iyi yönetişim uygulayanlar daha dayanıklı ve sürdürülebilir olacak.