VMware’in Yeni Araştırmasına Göre Şirketler ve Çalışanlar, Çalışma Alanına Yönelik İnovasyonlarda Fikir Ayrılığı Yaşıyor
Hibrit çalışma politikası uygulayan işyerlerinin birçoğu, sadece ofiste çalışmayı benimseyen şirketlerle arasındaki farkı görmek için resmi ölçütler kullanmaya başladı.
Otomasyon teknolojisine yapılan yatırımlar, hibrit çalışma modelinin başarısını belirleyen kritik bir role sahip.
Kurumsal yazılımın öncü yenilikçi şirketi VMware, Inc.’nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre EMEA’dan ankete katılan her üç kişiden neredeyse ikisi (yüzde 62), çalışanların işlerini ofiste yapması durumunda şirketlerinin daha yenilikçi olacağına inanıyor.
Vanson Bourne’un VMware adına gerçekleştirdiği The Distributed Work Dilemma: When Innovation and Job Satisfaction Compete isimli araştırma, ankete katılanların kendilerini inovasyon yapmaya en elverişli hissettikleri yerle ilgili görüşlerinin, çalışmayı tercih ettikleri yerle çeliştiğini gösteriyor. EMEA’daki katılımcıların yüzde 81’i, herhangi bir yerden çalışabildiklerinde bağlı oldukları şirketle daha mutlu oluyor. Ek olarak EMEA’da her yerden veya hibrit çalışma ilkeleriyle ofiste veya uzaktan çalışabilen kişilerin yarısından fazlası (yüzde 56), pandemi öncesine kıyasla ekiplerinin moralinin, yaratıcılığının (yüzde 52) arttığını ve birlikte daha fazla çalıştıklarını (yüzde 53) belirtiyor.
Tüm dünyada ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde kurum liderleri inovasyonu ve verimliliği artırma umuduyla çalışanları geri ofise çağırabilir ancak bundan umulan faydanın ne kadar gerçekçi olduğu konusunda bir netlik olmadığı görülüyor.
Her yerden ve hibrit çalışma ilkelerine sahip şirketlerin çoğunluğu, inovasyonu ve inovasyonların şirketleri ve çalışanları üzerindeki etkisini ölçmek için resmi metrikleri kullanıyor. uzaktan çalışma ilkesine sahip EMEA’daki şirketlerin neredeyse tamamının (yüzde 97) inovasyon seviyesini ölçmek için kullandığı bir metrik bulunurken sadece ofiste çalışma ilkesini benimseyen şirketlerde bu oran yüzde 82’ye düşüyor.
VMware Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Son Kullanıcı Bilişimi Genel Müdürü Shankar Iyer, konuyla ilgili şunları söylüyor: “Ekonomik belirsizliğin artması, şirketlerin inovasyona ve verimliliğe daha fazla odaklanmasına neden oluyor ancak bunun için daha esnek çalışma koşulları için atılan adımların kaldırılmaması gerekiyor. Yaptığımız araştırma, hibrit çalışma yönteminin daha mutlu, tutkulu ve birlikte çalışan ekiplerin oluşmasına yardımcı olduğunu gösteriyor ve tüm bunlar da verimliliğin artmasını sağlıyor. Çalışanlar, yapabilecekleri en iyi işin hibrit çalışma imkanına ve bu imkanı destekleyen araçlarla ortaya çıkacağına inanıyor ancak şirket yöneticileri inovasyonların ofisteki çalışmalardan çıkacağına inanıyor. Araştırmamız, isteklerin gerçekliği geride bırakmaması için daha fazla şirketin oluşan etkiyi ölçmek üzere resmi ölçütler kullanması gerektiğini gösteriyor. Özellikle hibrit çalışma politikaları benimseyenler, bunu çok ciddiye alıyor.”
Ankete EMEA’daki şirketlerden katılanların neredeyse dörtte üçü (yüzde 72), önümüzdeki 12 ay içinde dijital kültürlerine önemli miktarda yatırım yapacağını, üçte biri (yüzde 32) ise inovasyona ve yaratıcılığa güç veren yatırımlara öncelik vereceğini belirtiyor. Kurumsal verimlilik elde etmek, maliyetleri azaltmak veya pazardaki payı artırmak için inovasyonu desteklemek artık her şirket için bir zorunluluk haline geliyor.
Otomasyon ve dijital araçlar, şirketlerin daha az çalışmayla daha fazlasını yapmasına yardımcı oluyor. Otomasyona yapılan yatırımların arttığı şirketlerden EMEA’da olanların neredeyse yarısı (yüzde 46) çalışan deneyimini ve verimliliği iyileştirmek için otomasyona yatırım yapıyor. Ayrıca yüzde 43’ü de inovasyonu hızlandırmak, yüzde 49’u ise daha hızlı ve uygun maliyetli operasyonlar oluşturmak için odağını otomasyona çeviriyor. Hibrit veya uzaktan çalışma ilkeleri uygulayan şirketlerin yalnızca ofisten çalışma ilkelerini benimseyen şirketlere kıyasla daha fazla yatırım yaptığı görülüyor. Bu da inovasyona ve verimliliğe öncelik verilmesi gerektiğini, ancak bu sırada çalışma yeri için oluşturulan esnekliklerin kaldırılmaması gerektiğini gösteriyor.
Iyer sözlerine şöyle devam ediyor: “Tüm çalışanların işlerini ofisten yapacağına işaret eden bir dönüm noktasının gerçekleşeceğinin garantisini vermek mümkün değil. Şirketlerin, çalışan verimliliğini ve motivasyonunu düşürmeden inovasyonu artırmak konusunda bir denge kurması gerekiyor. Dijital işbirliği araçlarına, otomasyona ve ekip oluşturma ilkelerine yatırım yapan kurumsal liderler, ofisten veya uzaktan çalışma esnekliğini sağlarken verimliliği ve başarıyı da artırabilir.”
The Distributed Work Dilemma: When Innovation and Job Satisfaction Compete araştırmasında çalışma alanı inovasyonlarına ek olarak pek çok konu başlığı yer alıyor. Bunlar arasında aşağıdakiler yer alıyor:
- İş Verenle Çalışan Arasındaki Güç Değişimi: Büyük İstifa Dalgası ve neredeyse tüm dünyada görülen kalifiye çalışan eksikliği, son zamanlarda çalışanları daha kritik bir konuma getirdi. Mevcut ekonomik iklim de iş veren ile çalışan arasındaki güç dinamiğini etkileyen faktörler arasında yer alıyor ve çalışanlar burada daha avantajlı görünüyor. Daha fazla bilgi, buradaki infografikte yer alıyor.
- Kalifiye Çalışan Eksikliği ve İş Devrindeki Artış: Son iki yılda iş tatmininin artmasına rağmen sektörlerin, departmanların ve bölgelerin tamamında kalifiye çalışan eksikliği gözlemleniyor. Özellikle siber güvenlik ekiplerinde iş devrinin hızı çok daha yüksek.
- Otomasyon, Her Yerde ve Hibrit Çalışmayı Kolaylaştırıyor: Teknoloji ve özellikle de otomasyon yatırımları inovasyonun dağıtık ortamlarda bile gerçekleşmeye devam etmesini sağlamak ve ekiplerin birlikte çalışmasını kolaylaştırmak için kritik öneme sahip. Daha fazla bilgi, buradaki infografikte yer alıyor.