Akıllı telefonlarda bir süredir göremediğimiz büyük değişiklikler, bu 5 teknoloji ile gelecek!
Akıllı telefonlar, iPhone’un çıkışından itibaren şaşırtıcı bir hızda geliştiler. Çözünürlükler artmaya devam ederken, aynı şekilde işlem gücü de her geçen gün masaüstü PC’lerinkine yaklaşıyor. Ancak teknoloji ilerlese de, onu kullanma şeklimizde önemli bir değişiklik yok gibi görünüyor – akılları telefonları 2007’den beri neredeyse aynı biçimde kullanıyoruz.
Ancak telefonlar hakkında bildiklerimizi değiştirebilecek teknolojiler de var. İşte telefonlarımızı değiştirecek, belki de hiç duymadığınız 5 teknoloji.
Derinlik kamerası: Derinlik kameraları, fotoğraftaki piksellerin derinliğini algılayabildiği için fotoğrafın 3 boyutlu geometrisini ortaya çıkarabiliyor. SLAM (eş zamanlı konum ve harita çizimi) adındaki işlev yardımıyla telefonunuz, nerede olduğunu algılayabildiği gibi, gerçek nesneleri ayırt edebiliyor. Bu sayede artırılmış gerçeklik oyunları ortaya çıkabilir ve örneğin mağazada gezerken tam olarak nerede olduğunuz belirlenebilir, telefonunuz size aradığınız ürünün yolunu tarif edebilir. Tabi bunlar, derinlik kamerasıyla yapılabileceklerin sadece küçük bir kısmı.
Bükülebilen ekranlar: Telefonlar her geçen yıl biraz daha büyüyor, aynı zamanda biraz daha inceliyorlar. Büyük ekranlar oldukça popüler, ancak onları yanımızda taşımak her zaman rahat olmayabiliyor. Bu soruna yönelik çözümlerden biri ise bükülebilen, kağıt gibi yuvarlanabilen ekranlar. Açıldığında iPad Air boyutlarına ulaşan, akıllı telefon boyutunda bir cihaz hayal edin – bu, sizce de müthiş olmaz mıydı? Teknolojinin gerçeğe dönüşmesi için birkaç sene daha beklememiz gerekecek, ancak bu ekranlar hayatımıza girdiklerinde beklediğimize değebilir.
Modüler telefonlar: Bugün Galaxy S6’yı satın alanlar, aynı işlemciyi, aynı ekranı ve aynı hoparlörleri satın almış oluyorlar. PC’lerde ise durum tam aksine. Çoğu kullanıcı, bilgisayarının işlemcisini, grafik kartını, klavyesini ve hoparlörünü kendi seçiyor.
Bu tür bir kişiselleştirme seçeneğine Google’ın Project Ara girişimi sayesinde sahip olabileceğiz. Project Ara, telefonun bellek, pil, hoparlör, kamera gibi bileşenlerini Lego parçaları gibi kolayca söküp birleştirmenize izin veriyor. Bu modüller, telefonun geri kalan kısmını çöpe atmadan değiştirilebiliyor ve yükseltilebiliyor.
Sanal gerçeklik (VR): Samsung Gear VR gibi mobil sanal gerçeklik cihazları, bugün müthiş bir film izleme deneyimi sunuyorlar. Bir veya iki nesil sonrasında ise VR, mobil bilişim, VR işletim sistemleri ve fazlasını sunabilir. Kim bilir, belki de birkaç sene sonra iş masamızdan uzakta, dev sanal ekranlar önünde çalışma fırsatı bulacağız.
Ultra kondansatörler: Piller gelişseler de, ekran çözünürlüğü, işlem gücü veya depolama alanı kadar hızlı gelişim göstermiyorlar. Bunun sonucu olarak birçok faydalı işlev, çok fazla pil tüketebileceği endişesiyle telefona eklenmiyor.
Pil ömrünü uzatabilecek birçok teknoloji var ve ultra-kondansatörler, bunlardan sadece bir tanesi. Uzun vadede umut veren ultra-kondansatörler, nanoteknolojiden faydalanıyor ve cihazların neredeyse anında şarj olabilmesini sağlıyor. Üstelik bu piller, normal pillerden çok daha fazla enerji depolayabiliyorlar.