Veriye kaynağında müdahale milyonlarca dolar zarardan koruyor
MDR (Managed Detection and Response), siber güvenliğin en hızlı büyüyen alanlarından biridir. Gartner, 2025 yılına kadar kuruluşların yüzde 50’sinin MDR hizmetlerini kullanacağını ve pazarın diğer MSS (Managed Security Service) hizmetlerine oranla yaklaşık beş katı büyüdüğünü tahmin ediyor.
Geniş kapsamlı otomasyon kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte şirketler bilgi teknolojilerine (BT) giderek daha bağımlı hale geliyorlar. İş süreçleri BT’ye ne kadar entegre olursa sistemi tehdit etme fikri de o kadar cazip oluyor. Şirketler çoğu zaman bunları tespit etmek ve uygun karşılığı vermek için gereken uzmanlığı- personeli bulmakta zorluk yaşıyorlar. Hatta, bu döngüye çok zaman ve para harcadıklarından dolayı kapsamlı soruşturma ve analize de çok az zaman kalıyor. Dolayısıyla pek çok kuruluş, büyüyen ve tehdit içeren bu karmaşık yapıyı 7/24 yönetecek gelişmiş güvenlik hizmetlerine başvurmak istiyor. Veri İhlallerinin Maliyeti 2022 raporuna göre başarılı bir fidye yazılımı saldırısının ortalama maliyeti ödenen fidye dahil olmak üzere 4,54 milyon dolara ulaşmış durumda.
Milyonlara ulaşan siber güvenlik personeli açığı var
Siber olayların doğru tespit edilmesi, bunlara hızlı ve doğru yanıt verilmesi için en kritik rol MDR (Managed Detection and Response) ekibinin oluyor. MDR, kullanıcı ortamlarını 7/24 izlemek, ortaya çıkan veya hâlihazırda aktif bulunan tehditleri en hızlı şekilde tespit etmek için gerekli teknolojilerin konumlandırılması, işletilmesi ve bu tehditlere insan uzmanlığıyla birlikte müdahale edilmesidir. MDR tarafından sunulan servislerin en temel özelliği, klasik koruma çözümleri tarafından yakalanamayan- önlenemeyen siber saldırıların detaylı tespitini gerçekleştirmek ve bu saldırılara olabildiğince kaynağında müdahale etmektir.
MDR, siber güvenliğin en hızlı büyüyen alanlarından biridir. Gartner, 2025 yılına kadar kuruluşların yüzde 50’sinin MDR hizmetlerini kullanacağını ve pazarın diğer MSS (Managed Security Service) hizmetlerine oranla yaklaşık beş katı büyüdüğünü tahmin ediyor. Birçok ilgili kuruluş, günümüzdeki siber saldırıların çok gelişmiş olduğunu, klasik SOC (Security Operation Center) yaklaşımında kullanılan teknolojinin bu gelişmiş siber saldırıları tespit etmekte ve müdahale etmekte yetersiz olduğunu kabul etmektedir.
İş dünyasının hızla dijitalleşmesi, tehditlerin boyutunun da onarılamaz hale gelmesine sebep oluyor. Bu da anında ve yerinde tespit ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu olumsuz tablonun ortasında kalan kuruluşlar, ekiplerinde çalışacak siber güvenlik uzmanları bulmak ve onları tutabilmek için mücadele ediyorlar. Küresel boyutta bakıldığında, yaklaşık 3 milyonluk siber güvenlik personeli açığı var.
SaaS modeliyle siber güvenlikte şirketler için tek elden yönetim
Tüm sürece baktığımızda, insan kaynağı, zaman, maliyet gibi birçok konunun bir arada yönetilmesi gerekir. TÜV AUSTRIA SyberCode siber güvenlik ürün, hizmet, danışmanlık, test faaliyetlerini içeren, bununla birlikte yönetişim endişelerini ortadan kaldıran SaaS modelini Türkiye’de hayata geçiren ilk firmadır. SyberCode Kurucusu ve CEO’su Serhat Yediel,
“SaaS modelimizin yanında, sunduğumuz diğer siber güvenlik çözümleri arasında Sınır Güvenliği, Ağ Güvenliği, Veri Güvenliği, Uygulama Güvenliği, siber olaylara müdahale gibi geniş ve uçtan uca bir hizmet, ürün ve danışmanlık kapsamı var. Kritik altyapılara sahip olan, veriyi toplayan, işleyen ve yaptığı işle ilgili bu verileri saklamak zorunda olan finans, sigorta, enerji, üretim, e-ticaret, elektronik para piyasaları kuruluşları ve fintechler (fintekler), şirketimizin hedef kitleleri arasında yer alıyor” diye belirtti.
SyberCode SIEM, SOAR, Enterprise Forensic, Veri Keşfi ve Veri Güvenliği konularında uzmanlaşmış ileri seviye uzman kadrosuyla EDR/XDR, IR ve SOC gibi kritik hizmetleri de sunuyor. Tüm bunların yanında ileri seviye Tehdit Simülasyonu, Compromise Assessment, Threat Hunting, Red Team gibi hizmetler de şirketin siber güvenlik portföyünde yer alıyor.