Yeşil Binaların Enerji Verimliliği Dışa Bağımlılığı Sonlandıracak!
2019 yılından itibaren uygulamaya konulan binalara yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirilmesi ile birlikte yenilenebilir enerji alanına yönelik faaliyetler daha da önem kazanıyor. Güneş enerjisi üretimi için ülkemiz çok avantajlı bir konumda bulunuyor. Bu avantajı fırsata çevirmek için sanayi kuruluşları başta olmak üzere konutların günlük enerji ihtiyacını karşılamada güneş enerjisi sistemleri büyük rol oynuyor.
Enerji konusu gündemin en önemli maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Artan enerji maliyetleri enerji verimliliği kavramını da beraberinde getiriyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak ya da enerjideki dışarıya bağımlılığı kökünden çözecek uygulamalar sadece şirketlerin değil hükümetlerin de birinci gündem maddesini oluşturuyor. 2019 yılından itibaren Türkiye, binalara en az yüzde 5 yenilenebilir enerji şartı getirerek bu konudaki politikasını ortaya koymuş durumda.
YILLIK 2 BİN 737 SAAT, GÜNLÜK 7,5 SAAT VERİMLİ GÜNEŞ ALIYORUZ
Ülkemiz güneş enerjisi konusunda çok avantajlı bir bölgede yer alıyor. Türkiye’nin yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneş aldığı bilgisini veren Üçay Grup İcra Kurulu Üyesi İlgin Eray,
“Avrupa Birliği üyesi ülkelerde güneş paneli kullanımı için hibe paketleri açıklandı. Berlin’de kent konseyi kararıyla 2023 yılı itibarıyla inşa edilecek tüm yeni binalarda güneş enerjisi kullanımını zorunlu kılındı.” ifadelerini kullandı.
GES’TEN ATATÜRK VE KEBAN BARAJI KADAR ENERJİ ÜRETMEK MÜMKÜN
Türkiye’de 80 milyon metre kare çatı alanı olduğunun tahmin edildiğini belirten Eray,
“Bu kadar alanda günümüz teknolojisindeki güneş enerjisi panellerinin kullanılmasıyla Keban ve Atatürk Barajı’nın ürettiği kadar enerji üretmek mümkün. Enerji tüketimde binalar en yoğun yerler olarak karşımıza çıkıyor. Binaların kendi ürettiği enerjileri kullanması, enerjide dışa bağımlılığın azalmasına katkı sağlayacak. İklim krizinin etkilerini yoğun olarak görmeye başladığımız günümüzde enerjisini üreten ve karbon emisyonlarının azalmasına katkı sağlayan binalara yönelim de hızla artıyor. Fosil yakıtlar çevreyi kirletirken yenilenebilir temiz enerji ise dünyamızın teminatını oluşturuyor.” dedi.
TÜM DÜNYADA YEŞİL MUTABAKAT BAŞLADI
Tüm dünyada ‘Yeşil Mutabakat’ kapsamında yeşil dönüşümün başlaması ve Avrupa Birliği ülkelerinin tüm binaların sıfır enerji bina olmasını zorunlu hale getirmesi de çevre için sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Eray, “İklim değişikliği ile mücadele kapsamında birçok ülke imzalamış olduğu Paris Anlaşması ile 2050 yılında Net Sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. GES başta olmak üzere genel anlamda yenilenebilir enerji konusunda tüm ülkeler beraber hareket edebilirse iklim krizinin beraberinde getireceği pek çok sorunun da önüne geçilmiş olur.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin yenilenebilir enerjide yatırımlar yapan bir ülke konumunda olduğunu belirten Eray şu ifadeleri kullandı:
“2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre yenilenebilir enerji kullanımında 8. sıradayız. Binaların kendi ürettikleri enerjileri kullanmalarıyla beraber fosil yakıtlara olan ihtiyacımız en alt seviyeye düşecektir. Böylelikle enerjide dışa bağımlılığımız azalacak ve enerji ithalatı için kullanılan parayı da başka alanlara aktarmamız mümkün olabilecektir.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik ile birlikte ‘Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar’ konsepti kapsamında, binaların kullandığı enerjinin en az yüzde 5’inin güneş enerjisi paneli, rüzgar enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması şartı getirilmişti.